«İhalenin feshi talebinin reddi»ne ilişkin kararların maddi anlamda kesin hüküm (HUMK. 237; şimdi; HMK. 303) teşkil ettiği (ve bu nedenle bu kararlara karşı «yargılamanın iadesi» yoluna başvurulabileceği)
Pey sürmek suretiyle ihaleye katılmış olan kişilerin -«en yüksek peyi sürdüğünü ve ihalenin kendisine yapılması gerektiğini» ileri sürmeden- ihalenin feshini isteyebilecekleri–
Takip konusu senedin -inşaat, kredi, alım satım vb. gibi- iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme uyarınca düzenlenmiş olması halinde, senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden icra mahkemesince -İİK. 169/a-VI, c: 1 uyarınca- «borca itirazın kabulü ile takibin iptaline» karar verileceği («görevsizlik kararı» verilemeyeceği)—
Şikayete konu işlemin, münhasıran icra müdürlüğünün hatasından kaynaklanmış olması halinde, karşı tarafın (alacaklının/borçlunun) yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulamayacağı–
İcra mahkemesince (tetkik merciince) evrak üzerinde (duruşma yapılmadan) yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlığın çözümlendiği durumlarda, yargılamaya katılmamış olan ve dilekçe vermek gibi herhangi bir mesaisi (hukuki yardımı) gerçekleşmemiş olan avukat için, lehine karar verilen yararına avukatlı ücretine hükmedilemeyeceği-
«Taşınmazın tapu kaydına konulan haczin kaldırılması» istemine ilişkin olarak icra mahkemesince (tetkik merciince) verilmiş olan kararın -"istihkak davası" ile değil "şikayet" ile ilgili olması nedeniyle- temyizen Yargıtay 21. Hukuk Dairesince değil Yargıtay 12. Hukuk Dairesince inceleneceği–
«Ortaklığın -dava konusu şeyin satılarak- giderilmesi» ilamına dayalı olarak yapılan ihalelerin feshi için açılan davalarda «alıcı» ile «tüm hissedarlar»ın karşı taraf olarak gösterilmesi (gösterilmemişse; bu kişilerin davaya dahil ettirilmesi) gerekeceği–
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. maddesinde (şimdi HMK. mad. 297) belirtilmiş olduğu, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği–