«İstihkak davası» şeklinde çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın «şikâyet» şeklinde İcra mahkemesine (tetkik merciine) getirilmiş olması halinde, hukukî nitelendirmeyi yapmak hakime ait olduğundan uyuşmazlığın «istihkak» prosedürüne göre çözümlenmesi gerekeceği– (HUMK. 76’ya (şimdi; HMK. 33'e) göre, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan, başvurunun «şikayet»mi «istihkak davası»mı olduğunu hakimin belirleyeceği)–
İcra müdürlüğünce düzenlenen hesap tablosunun şikayet konusu edilmiş olması halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince) bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği–
Bonoda «alacak miktarının rakamla (1.500.000.000 TL) şeklinde yazı ile ise (birmilyon beşyüzbin) şeklinde gösterilmiş olması halinde, yazı ile olan miktara itibar edileceği-
Borçlunun -«ödeme emri tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Süresi içinde ödeme emrine -icra dairesine başvurup- itiraz eden borçluların ayrıca itirazlarını «şikâyet» adı altında icra mahkemesine (tetkik merciine) bildirmelerinin gereksiz -ve reddedilmesi icap eden- bir başvuru olduğu, çünkü alacaklının «itirazın kaldırılması»na dair icra mahkemesinden (tetkik merciinden) karar getirmedikçe takibin durmaya devam edeceği–
Bir başvuruyu hukukî yönden nitelendirmenin hakimin görevi olduğu, bu nedenle başvuruda bulunanın yaptığı başvuruyu «itiraz» ya da «şikâyet» olarak nitelemiş olmasının önem taşımayacağı–
Üçüncü kişinin «haczedilen malları ihaleden satın aldığını» belirterek «haczin kaldırılmasını» istemesinin «şikayet» değil «istihkak iddiası» niteliğini taşıdığı–
Şikayet konusu sıra cetvelinde, hacizli ve satılmış malların farklı olması halinde, başka mallara ilişkin sıra cetvelinde itiraz üzerine verilen kararın, karara taraf olmayan alacaklılar yönünden bağlayıcı olmayacağı—