İİK. 360’da yer alan yetki kuralının, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle icra mahkemesince (tetkik merciince) doğrudan doğruya gözetileceği–
Nafaka borcunun, «alacaklının fiilen bakılmak suretiyle ödendiği» iddiasının icra mahkemesinde -her türlü delille- kanıtlanabileceği-
“Haczedilmezlik şikayeti” üzerine icra mahkemesince duruşma açılarak, tarafların iddia ve savunmaları alındıktan sonra bir karar verilmesi gerekeceği– “
İstihkak davalarında davacının iddiasını ticari defter kayıtları ile isbat edebileceği–
Mahkemece «kesin olduğu» belirtilmeden taraflara verilen mehlin «kesin» sayılamayacağı ve ayni konuda yeniden mehil verilmesi gerekeceği–
«El atmanın önlenmesi» (men’i müdahale) gibi taşınmazlara ilişkin ilâmlarının icra dairesince infazına yönelik şikâyetlerin, yerinde keşif yapılarak, asıl dava sırasındaki keşifte dinlenen bilirkişiler ve ilâmın dayandığı krokiyi çizen fen memuru da mümkünse hazır bulundurularak mümkün değilse yeniden tayin edilerek ehil bilirkişi vasıtasıyla, infazın yapılmasında hatalı bir işlem bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği–
Pey sürmek suretiyle ihaleye katılmış olan kişilerin -«en yüksek peyi sürdüğünü ve ihalenin kendisine yapılması gerektiğini» ileri sürmeden- ihalenin feshini isteyebilecekleri—
Mahkemelerin her türlü kararlarının –Anayasa 141/III ve HUMK. 388 (yeni HMK 297) uyarınca- gerekçeli olmasının zorunlu olduğu–