Mahkemece «kesin olduğu» belirtilmeden taraflara verilen mehlin «kesin» sayılamayacağı ve ayni konuda yeniden mehil verilmesi gerekeceği–
«El atmanın önlenmesi» (men’i müdahale) gibi taşınmazlara ilişkin ilâmlarının icra dairesince infazına yönelik şikâyetlerin, yerinde keşif yapılarak, asıl dava sırasındaki keşifte dinlenen bilirkişiler ve ilâmın dayandığı krokiyi çizen fen memuru da mümkünse hazır bulundurularak mümkün değilse yeniden tayin edilerek ehil bilirkişi vasıtasıyla, infazın yapılmasında hatalı bir işlem bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği–
Pey sürmek suretiyle ihaleye katılmış olan kişilerin -«en yüksek peyi sürdüğünü ve ihalenin kendisine yapılması gerektiğini» ileri sürmeden- ihalenin feshini isteyebilecekleri—
Mahkemelerin her türlü kararlarının –Anayasa 141/III ve HUMK. 388 (yeni HMK 297) uyarınca- gerekçeli olmasının zorunlu olduğu–
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikâyetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse, icra mahkemesince «tetkik merciince» bu kişilerin duruşmaya çağırılması) gerekeceği–
İstihkak davalarının duruşma yapılarak görüleceği (evrak üzerinde sonuçlandırılamayacağı) –
İİK. 68/I’de öngörülen belgelerden sayılmayan -ve «borç ikrarını içeren belge» niteliğinde bulunmayan- belgelerde yer alan alacakla ilgili takibe yönelik itiraz üzerine, «alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine» karar verilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesinin, takip dayanağı ilâmı -çocuğun ilâmda yazılı saatte anneden alınıp babaya verilmesi ve yine ilâmda yazılı saatte, babadan geri alınıp anneye teslim edilmesi konusunda- yorum yoluyla değiştirme yetkisine sahip olmadığı–
«Şikayet» niteliğinde olan «ihalenin feshi» duruşmalarına, iki tarafında gelmemesi halinde İİK. 134/II’deki özel hüküm nedeniyle HUMK. 409 (şimdi; HMK. 150) hükmünün uygulanamayacağı–