Borçludan alacaklı olan kişinin, başka bir alacaklının koyduğu hacize itiraz edemeyeceği (bu haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, bu haczi düştüğünü ileri süremeyeceği) - Bu alacaklının ancak daha sonra «sıra cetveline itiraz» (şikayet) yoluna başvurabileceği–
Murisin kullanmadığı «tebligatın usulsüzlüğü»ne ilişkin şikayet hakkının, mirasçıları tarafından kullanılamayacağı–
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikâyetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse, icra mahkemesince «tetkik merciince» bu kişilerin duruşmaya çağırılması) gerekeceği–
«Taşınmazın tapu kaydına konulan haczin kaldırılması» isteklerinin «istihkak» niteliğinde olmayıp «şikayet» niteliğinde olduğu–
İlamın infaz edilecek kısmının «hüküm bölümü» olduğu, bu bölümün aynen infazı gerektiği, dar yetkili icra mahkemesi hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını (hüküm fıkrasını) yorum yoluyla belirleme yetkisine sahip olmadığı-
(Kesin hüküm) İstihkak davası sonucunda icra mahkemesince verilen kararların «maddi anlamda kesin hüküm» oluşturduğu–
Ceza mahkemesinde takip konusu senetle ilgili olarak alacaklı hakkında “sahtecilik davası” açılmış olması ve borçlu tarafından bu ceza davasına müdahale edilip senedin iptalinin istenmiş olması halinde, senedin dava sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme konu yapılamayacağı–
Satılan taşınmazın paydaşlarının -kendi payı satılmamış dahi olsa- «tapudaki ilgili»lerden olmaları nedeniyle, ihalenin feshini isteyebilecekleri—