Borçlu tarafından «tebligatın usulsüzlüğü iddiası (şikayeti)» ile birlikte «borca itiraz»da bulunulmuş olması halinde öncelikle tebligatın usulsüzlüğü iddiasının incelenip, itirazın süresinde olduğunun tespiti halinde itirazın esasının incelenmesi gerekeceği—
Bonoda «müşterek ve müteselsil borçlu» durumunda bulunan kişilerin bono bedelini alacaklıya ödedikten sonra, bu borç tutarından ne miktarda birbirlerine rücu edebilecekleri konusu yargılamayı gerektireceğinden, dosya borcunun tamamını ödemiş olan borçlunun aldığı rücu belgesine dayanarak diğer borçlu(lar) hakkında ilamsız takipte bulunamayacağı—
İİK’nun 169/a maddesinin «icra hakiminin itiraz sebeplerinin araştırılması için iki tarafı en geç 15 gün (şimdi; 30 gün) içinde duruşmaya çağıracağı hükmünü içerdiği—
«Ödeme belgesi»nde takip konusu çeke atıf yapılmadığı (yani; takip konusu çeke mahsuben ödeme yapılmış olduğu belirtilmediği) taktirde, takip konusu çekteki alacağın ödenmiş sayılmayacağı, bu konuda ispat külfetinin borçluya ait olduğu—
Borçlunun «tebligatın usulsüzlüğü» ve «borca itiraz» için icra mahkemesine ayrı ayrı başvuruda bulunmuş olması halinde, borca itiraz için başvurulmuş olan icra mahkemesince duruşma açılarak ve tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin icra mahkemesi dosyasında verilecek kararın «bekletici mesele» yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği—
Takipte bulunan hamilin kötü niyetli olduğu ispat edilmediği sürece, takip borçlusunun keşideci veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında mevcut olan ilişkiye dayanan def’ilerini hamile karşı ileri süremeyeceği—
Alacaklı çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapmış ve borçluya örnek 163 ödeme emri tebliğ edilmiştir, borçlunun süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile çekle bir ilgisinin bulunmadığını ve böyle bir çek nedeniyle borçlu olmadığını bildirerek takibe karşı çıktığı görülmüştür, bu itirazdan 1 gün sonra alacaklı vekilinin icra dosyasına gelerek "yanlış borçlu göstererek yapılan takipten vazgeçiyoruz" sözcüklerini kullanıp takipten feragat ettiği tespit edilmiş olup; bu durum karşısında borçlunun borca itirazında haklı olduğu anlaşıldığından lehine tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
«Borca itiraz»ın incelendiği icra mahkemesindeki duruşma da yemin teklif edilemeyeceği—
5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra yapılan itirazın «süre aşımı» nedeniyle reddedilmesi gerekeceği—
İcra hakimliğince çağrılmasına karşın alacaklının -İİK. 169/a-III, c: 2 uyarınca- duruşmaya gelmemesi halinde, «alacağın itiraz edilen kısmı için icranın muvakkaten durdurulmasına» karar verileceği—