«Takip dayanağı senette sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olduğu» konusunda, borçlu tarafından yapılan şikayet üzerine, alacaklı hakkında ceza mahkemesinde «kamu davası» açılmış olması ve borçlunun bu davaya kişisel hak bakımından katılıp, takibin iptalini» istemiş olması halinde, HUMK’nun 317. maddesi çerçevesinde -yani; bu davada «tanıkların dinlenmesine ve/veya bilirkişi incelemesi yapılmasına» karar verilmişse- icra mahkemesince «takibin durdurulmasına» karar verilip, «açılan bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasına» karar verilmesi gerekeceği (Hemen belirtelim ki; yeni 6100 Sayılı HMK.nun 209. maddesinde tamamen farklı bir düzenleme kabul edilmiş olup buna göre "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, sadece sahtelik iddiasında bulunulması ile o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.)
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, borca itirazın kabul veya reddi halinde icra mahkemesince «yabancı para alacağı» olarak değil, «yabancı para takip tarihindeki Türk parası karşılığı üzerinden ve Türk parası olarak» alacaklı/borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekeceği—
BK. 388/son (şimdi; TBK. mad. 504/3) uyarınca, vekilin hususi bir yetkiye sahip olmadıkça kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı—
İİK’nun 169a/VI. maddesinde geçen ... alacaklı genel mahkemede dava açarsa sözcükleriyle, alacaklının genel hükümlere göre mahkemede açacağı «alacak davası»nın kastedilmiş olduğu (bu nedenle; alacaklının açtığı «tasarrufun iptali davası»nın bu maddede öngörülen «dava» niteliğinde olmadığı)—
Borçlunun ibraz ettiği -tarihsiz- «ibra belgesinde» takip dayanağı senede atıfta bulunulmamış olması halinde, borçlu, borcunu ödediğini -İİK. 169/a-I, c: 2’de öngörüldüğü biçimde- kanıtlayamamış sayılacağından, icra mahkemesince itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği—
Borçlu şirketin itirazının «yetkili kişilerin çekleri imzalamaması nedeniyle borçtan sorumlu olmadıklarına» yönelik olduğundan, -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca- bu itirazın kabulü halinde, talebi bulunan borçlu şirket lehine -% 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerekeceği—
Zamanaşımını kesen işlem hangi borçlu hakkında ise, sadece ona karşı sonuç doğuracağı ve BK. 134 hükmünün (şimdi; TBK. mad. 155) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde uygulanmayacağı—
Borcun esasına itirazda bulunmayıp «borcun muaccel olmadığı» iddiasında bulunan ve bu iddiasını kanıtlayan borçlu lehine -«alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu» kanıtlanmadıkça- inkar tazminatına hükmedilemeyeceği—
«Vekalet» veren kişinin yasaya aykırı biçimde «vekalet verdiği» hususunun icra mahkemesince -vekaletname iptal edilmediği sürece- değerlendirilemeyeceği—
Borçlunun «imza itirazı»nın yer aldığı dilekçede «tahrifat iddiası»nda da bulunabileceği—