Keşide ile lehtar arasındaki -«ödeme» «bedelsizlik» gibi- kişisel defilerin -vadeden önceki ciro ile senedi elinde bulunduran- iyiniyetli hamillere ileri sürülemiyeceği—
Borçlunun ibraz ettiği «ödeme belgesi»nin, yargılamaya katılmayan alacaklıya usulen tebliğ edilip isticvap edilmeden, eksik soruşturma ile «borca itiraz» hakkında karar verilemeyeceği—
«Takip konusu senedin teminat olarak düzenlendiğini belirten senet arkasındaki yazıların pullarla kapatılmış olduğu»na ilişkin iddianın icra mahkemesince senet üzerinde pulların sökülmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak araştırılması gerekeceği—
Keşidecinin lehtara karşı açtığı «olumsuz tesbit» (senet iptali) davasında -«dava konusu senedin takibe konulmaması» ya da «icra takibinin durdurulması» konusunda- mahkemeden aldığı «ihtiyati tedbir» ya da -dava sonunda aldığı- «iptal» (borçlu olmadığının tesbiti) kararının, o davada taraf olarak yer almamış olan iyiniyetli senet hâmiline (takip alacaklısına) etkili olmayacağı (ona karşı hüküm ifade etmeyeceği)—
Borçlunun «borca itiraz»nı yanlış kişiye karşı yapmış olması halinde, icra mahkemesince bu hususun doğrudan doğruya gözetilerek «husumet yönünden itirazın reddine» karar verilmesi gerekeceği—
Karşılıksız çeke dayalı takiplerde, takip konusu borcun, «karşılıksız çek düzenleme» suçuna ilişkin ceza davasına bakan asliye ceza mahkemesinin kararı ile bankaya bloke edilmiş olması halinde, bu paranın alacaklıya müracatında verilebilip verilemeyeceğine göre, borçlunun «borca itirazı »nda haklı olup olmadığının saptanacağı—
Vadeden (protestodan) sonra yapılan ciro, alacağın temliki sonuçlarını doğurduğundan [TTK. 602/1; şimdi; Yeni TTK. mad. 690/(1)] keşideci ile lehtar arasındaki ilişkiden doğan -«ödeme» gibi- kişisel def’ilerin, iyiniyetli hamile (takip alacaklısına) da ileri sürülebileceği—