«Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığı»nın belirlenmesi halinde -İİK. 71 ve 33 uyarınca- «takibin iptaline» değil «icranın geri bırakılmasına» karar verilmesi gerekeceği ve bu kararla birlikte ayrıca % 40 tazminata da hükmedilemeyeceği—
Borçlunun «takipten önce uygulanan» ve «takipten sonrası için uygulanması istenen» faiz oranına itiraz etmemiş olması halinde, takip öncesi için istenen faiz oranına göre hesaplanan faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan, bunun değiştirilemeyeceği, ancak takipten sonra istenecek «avans faiz oranı» göre temerrüt faizi oranının icra müdürlüğünce kademeli olarak (dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre) faiz hesabının yapılması gerekeceği—
Takipten önce asıl alacağın tamamının ödenmiş olmasına rağmen takip yapan alacaklının «kötü niyetli» veya «ağır kusurlu» olduğu kabul edilerek, asıl alacağın tamamı üzerinden borçlu yararına -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca- % 20 tazminata hükmedilmesi gerekeceği—
Senette «özel yetkili yer»in belirtilmesine «genel yetkili yer»de takip yapılmasına engel olmayacağı—
Borçlu tarafından icra takibinde istenilmiş olan işlemiş faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edilmiş olması halinde, icra mahkemesince takip dayanağı bononun vade tarihinden takip tarihine kadarki dönem için -3095 s. Kanun’un 2/2. maddesinde öngörülen- avans faiz oranının Merkez Bankası’ndan sorularak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği—
İİK. 169/VI uyarınca borçlunun itirazının kabulü halinde, borçlu lehine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilebilmesi için «alacaklının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu»nun kanıtlanması gerekeceği—
Yargıtayın ilgili dairesinin mahkeme kararını bozmasının maddi hataya dayalı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece bozmaya uyulmuş olmasının lehine bozulan taraf yararına «usuli kazanılmış hak» oluşturmayacağı—
«Takip konusu alacak» üzerinden değil, «tahrifat yapıldığı kabul edilerek, takibin iptal edilen kısmı» üzerinden -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca; alacaklı sadece bu kısım için «kötüniyetli» ve «ağır kusurlu» sayılacağından- borçlu lehine -% 20- «tazminat»a hükmedilmesi gerekeceği—
«Takas def»inin icra mahkemesinde kabul edilebilmesi için, alacağın kesinleşmesi ve istenebilir hale gelmiş olması gerekeceği—
Lehdarın bonodaki imzanın borçlu şirket temsilcisine ait olup olmadığını bilebilecek durumda olması nedeniyle, bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden yetkili temsilci olduğunu araştırmadan, imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının borçlular hakkında başlattığı takipte «ağır kusurlu» kabul edileceği ve borca itirazın kabulü halinde İİK. 169a/VI uyarınca alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekeceği—