İİK. 169/a-VI’da «itirazı reddedilen borçlu aleyhine % 10 para cezasına hükmedilemeyeceği—
Alacaklının tebligata rağmen yargılamaya katılmaması halinde, «borçlu tarafından sunulan dekontlarda takip dayanağı belgeye atıf yapılmadığı» gerekçesiyle, borca itirazın reddedilmesi gerekeceği—
İcra hakiminin -169/a-I, c: 3 uyarınca- taraflar gelmese de, yetki itirazını inceleyerek gerekli kararı vereceği; mahkemece «yetkiye (ve borca) ilişkin olarak davanın takip edilmediği» gerekçesiyle «açılmamış sayılmasına» karar verilemeyeceği—
Lehdarın bonodaki imzanın borçlu şirket temsilcisine ait olup olmadığını bilebilecek durumda olması nedeniyle, bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden yetkili temsilci olduğunu araştırmadan, imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının borçlular hakkında başlattığı takipte «ağır kusurlu» kabul edileceği ve borca itirazın kabulü halinde İİK. 169a/VI uyarınca alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekeceği—
Takipten önce asıl alacağın tamamının ödenmiş olmasına rağmen takip yapan alacaklının «kötü niyetli» veya «ağır kusurlu» olduğu kabul edilerek, asıl alacağın tamamı üzerinden borçlu yararına -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca- % 20 tazminata hükmedilmesi gerekeceği—
İtirazın dayanağını teşkil eden belge altındaki imzanın alacaklı tarafından inkar edilmiş olması halinde, mahkemece bu imzanın alacaklı şirket yetkililerine ait olup olmadığı yöntemince tespit edilmeden takip konusu bononun teminat için verildiği kabul edilerek bu gerekçeyle takibin iptaline karar verilemeyeceği—
Adi ortaklık sözleşmesinde aksine hüküm mevcut olmadıkça, adi ortaklığı idare eden ortak ve diğer ortaklar arasında vekalet hükümlerinin geçerli olduğu borca itiraz davasının bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekeceği, bu davanın ortakların bir kısmı tarafından açılmış olması halinde, davacı ortağın diğer ortakların davaya katılması veya muvafakatlerini alıp kendisine temsil yetkisi vermelerini sağlamak üzere önel verilmesi gerekeceği—
«Borca itirazın reddi» kararı ile birlikte alacaklı lehine % 40’dan (şimdi; %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için daha önce icra mahkemesince «icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verilmiş olması gerektiği—
Zamanaşımı def’inin «borca itiraz» olup, borçlu tarafından süresinde icra mahkemesinde ileri sürülmedikçe, mahkemece doğrudan doğruya gözetilemeyeceği—
Çekin ciro silsilesinde yer alan ve çek bedeli yönünden kişisel sorumluluğu bulunan cirantanın çek bedelinin kendisinden talep edilmesi halinde, «çekin keşide tariihnde tahrifat olduğunu» ileri sürebileceği—