«Takip dayanağı senette sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olduğu» konusunda, borçlu tarafından yapılan şikayet üzerine, alacaklı hakkında ceza mahkemesinde «kamu davası» açılmış olması ve borçlunun bu davaya kişisel hak bakımından katılıp, takibin iptalini» istemiş olması halinde, HUMK’nun 317. maddesi çerçevesinde -yani; bu davada «tanıkların dinlenmesine ve/veya bilirkişi incelemesi yapılmasına» karar verilmişse- icra mahkemesince «takibin durdurulmasına» karar verilip, «açılan bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasına» karar verilmesi gerekeceği (Hemen belirtelim ki; yeni 6100 Sayılı HMK.nun 209. maddesinde tamamen farklı bir düzenleme kabul edilmiş olup buna göre "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, sadece sahtelik iddiasında bulunulması ile o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.)
Gerçek borçlu hakkında yapılan takipte çıkarılan ödeme emrinin isim benzerliği nedeniyle aynı ismi taşıyan başka bir borçluya tebliğ edilmesi halinde, bu borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince «takibin iptaline» değil «ödeme emrinin iptaline» karar verilmesi gerekeceği—
HUMK’nun 193. (şimdi; HMK.'nun 20.) maddesindeki «görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunluluğu»na ilişkin kural takip hukukunda da aynen geçerli olduğundan icra mahkemesinin verdiği «yetkisizlik kararı»nın kesinleşmesinden sonra alacaklının HUMK’nun 193. (şimdi; HMK. 20.) maddesine göre işlemde bulunması (yani; yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra 10 gün (şimdi; iki hafta) içinde alacaklının yetkisiz icra dairesine başvurarak dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi gerekeceği)—
İİK. 169/a-VI’da «itirazı kabul edilen borçlu lehine % 10 para cezasına hükmedilemeyeceği—
Hamilin çekin 2. cirantası olan kişinin imzasının sıhhatini bilmesi ve araştırabilmesi mümkün olmadığından, -İİK. 169/a-VI, c: 1 uyarınca- alacaklının «kötü niyetli» veya «ağır kusurlu» olduğu kabul edilerek tazminatla sorumlu tutulmayacağı—
Ceza mahkemesinde takip konusu senetle ilgili olarak alacaklı hakkında “sahtecilik davası” açılmış olması ve borçlu tarafından bu ceza davasına müdahale edilip senedin iptalinin istenmiş olması halinde, senedin dava sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme konu yapılamayacağı–
İİK. 169a/VI, c: 1 uyarında borçlu lehine, takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için «borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle» icra mahkemesince kabul edilmiş olması -ve «icra takibinin muvalekaten durdurulmuş olması»- gerekeceği, «zamanaşımı def’i» bu fıkra kapsamına girmediğinden, borçlunun zamanaşımı, def’i kabul edilerek takibin iptaline karar verilen durumlarda ayrıca borçlu def’ine tazminata hükmedilemeyeceği?
Apartman yöneticilinin aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmadığından ve BK. 388 (şimdi; TBK. mad. 504) uyarınca kambiyo senedi düzenleyebilmesi için yöneticiye «özel yetki» verilmiş olması zorunlu olduğundan, apartman yöneticisinin kendisine ancak özel olarak yetki verilmişse, kat malikleri kurulu adına kambiyo senedi düzenleyebileceği, bu durumda dahi açılacak davada kat maliklerinin hasım (davalı) gösterilmesi gerekeceği (Taşınmazın yönetimi için -Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34. maddesine göre- atanan yönetici ve yönetim kurulunun «vekil» statüsünde olduğu, yetki sınırının belirlenmesinde BK’nun 388. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 504) uygulanacağı, Kat Malikleri Kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdü bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe bu bonodan dolayı apartman yöneticiliğinin değil senedi imzalayan yöneticinin şahsen sorumlu olacağı)—
İcra mahkemesince verilen -borca itirazın reddi kararından sonra borçlu tarafından menfi tesbit davası açılmasına rağmen alacaklının «inkar tazminatı»na ilişkin ilamı takip konusu yapması halinde, borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince «takibin iptaline» değil «takibin menfi tesbit davasının sonuna kadar tehir edilmesine» karar verilmesi gerekeceği-