Mahkemece takip konusu senet bedelinin tamamı üzerinden değil, takip konusu alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilebileceği-
Senedin «tanzim tarihi», «vade», «keşide yeri» ve «alacak miktarı» kısmının açık (boş) bırakılarak (bu kısımların daha sonra alacaklı tarafından doldurulacağı kabul edilerek) alacaklıya teslim edilebileceği, bu durumun senedin geçerliliğine etkili olmayacağı, borçlunun «senedin boş bırakılmış kısımlarının anlaşmaya aykırı olarak doldurulmuş olduğunu» yazılı belge ile kanıtlayabileceği—
Borçlu tarafından hem «işlemiş faiz miktarına (oranına)» hem de «işleyecek faiz oranına «itiraz edilmiş olması halinde, icra mahkemesince T.C. Merkez Bankasından araştırma yapılarak -3095 s. K.’nun 2/II. maddesinde öngörülen- «ticari işlerdeki avans faiz oranı»nın belirlenerek -gerektiğinde «bilirkişi incelemesi»de yaptırılarak- bu hususta olumlu/olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği—
HUMK’nun 193. (şimdi; HMK.'nun 20.) maddesindeki «görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunluluğu»na ilişkin kural takip hukukunda da aynen geçerli olduğundan icra mahkemesinin verdiği «yetkisizlik kararı»nın kesinleşmesinden sonra alacaklının HUMK’nun 193. (şimdi; HMK. 20.) maddesine göre işlemde bulunması (yani; yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra 10 gün (şimdi; iki hafta) içinde alacaklının yetkisiz icra dairesine başvurarak dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi gerekeceği)—
«Borca itirazın reddi» kararı ile birlikte alacaklı lehine % 40’dan (şimdi; %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için daha önce icra mahkemesince «icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verilmiş olması gerektiği—
Alacaklı tarafından mirasçılar hakkında yapılan takibin «mirasçıların mirası reddetmiş olmaları nedeniyle» ipatli halinde, ayrıca alacaklının -takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere» tazminata mahkum edilemeyeceği—
Borçlunun «takipten önce uygulanan» ve «takipten sonrası için uygulanması istenen» faiz oranına itiraz etmemiş olması halinde, takip öncesi için istenen faiz oranına göre hesaplanan faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan, bunun değiştirilemeyeceği, ancak takipten sonra istenecek «avans faiz oranı» göre temerrüt faizi oranının icra müdürlüğünce kademeli olarak (dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre) faiz hesabının yapılması gerekeceği—
İcra mahkemesince borçlunun itiraz dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği belgelerden borcun itfa veya imhal edildiğinin anlaşılması halinde borca itirazın kabulü gerekeceği; mahkemece «taraflar arasında cari hesabın olduğundan bahisle ticari defterler bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlığın çözülemeyeceği—