Tasarrufun iptâli davasına konu olan malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması ve malı elinde bulunduran kimse için -kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı için- iptâl isteminde bulunulmaması ya da bu istemin reddedilmesi halinde, üçüncü kişi hakkında malın elinden çıktığı tarihteki değerine hükmedileceği yani bu durumda "iptâl davası"nın "eda (bedel) davası"na dönüşmüş olacağı, bu aşamada mahkemece ayrıca hükmedilen miktara -icra takibinde asıl alacağa faiz yürütülmekte olduğundan- dava tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği–
Tasarrufun iptâli davaları, icra takibine bağlı davalar olduğundan, dava devam ederken borcun ödenmiş olduğunun anlaşılmış olması halinde, dava konusuz kalacağından "davanın konusu kalmadığından reddine" veya "dava konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi, ancak dava açılmasına hangi tarafın neden olduğu araştırılarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından araştırmanın sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptâli sonucunda alınmış olan tasarrufun iptâline ilişkin ilamın BK'nın 118. maddesinde belirtilen takasa konu yapılacak alacağa bağlı bir ilam niteliğini taşımadığı-
Dava konusu taşınmazın davalı borçlunun borcuna mahsuben aralarında ticari ilişki bulunan diğer davalı üçüncü kişiye satılmış olması halinde yapılmış olan tasarrufun İİK. 280/1 uyarınca iptaline karar verilmesi gerektiği- Davalının dava konusu taşınmazı elinden çıkarttığı tarihteki gerçek değerinin bilirkişiye hesaplattırılarak takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak ve faiz uygulanmadan tazminatla sorumlu tutulması gerekirken davanın reddinin isabetli olmadığı-
Taşınmazın kaydına haciz konulduktan sonra, mahkemece üçüncü kişi adına tesciline karar verilir ve bu kararda “taşınmaz üzerinde haczin kaldırılması” yolunda bir hükme yer verilmezse, üçüncü kişinin haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyemeyeceği–
Taşınmazın haciz tarihinde kimin adına kayıtlı ise o kişinin borcundan dolayı icra müdürlüğünce haczedilebileceği; haciz tarihinden sonra “taşınmazın şikayetçi adına tesciline” karar veren asliye hukuk mahkemesince “taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması” yolunda bir hüküm kurulmadığından, şikayetçinin “konulmuş haczin kaldırılmasını” icra mahkemesinden isteyemeyeceği-
Mahkemece, sadece "davalılar arasındaki tasarrufların iptâline" karar verilmesi gerekirken, ayrıca "satış konusu taşınmazların eski malik adına tesciline" karar verilmesinin doğru olmadığı-
Trafik kaydındaki tescil işleminin idari nitelikte olduğu- Bu bakımdan idari nitelikteki bir işlemden dolayı, idari dava olmadan idari makamları bağlayıcı biçimde karar verilemeyeceğinden "aracın, trafik kaydının iptâline ve tesciline" şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı- Hüküm fıkrasında yer alan "davalı şirket adına ... plakalı araçla ilgili oluşan tescil ile ilgili işlemin iptâline, yeniden A. Y. adına TESCİLİNE" sözcük dizisinin çıkarılarak yerine "İ.İ.K.nun 283. maddesi uyarınca araç kaydının iptâline mahal olmadan ... plakalı araç üzerinde davacıların haciz ve satış isteyebilmesinin tanınmasına" biçiminde sözcük dizisinin eklenmesine karar verilmesi gerekeceği-