Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalardan, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu açık olduğu halde davanın TBK'nın 19. maddesine göre açılan muvazaalı işlemin iptali isteği olarak nitelendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacı borçlunun kendisi hakkında başlattığı icra takibini sonuçsuz bırakmak için üçüncü kişiyle anlaşarak kendisi hakkında muvazaalı bir icra takibi başlattığı" ileri sürmüş olup bu davalı üçüncü kişinin takibi, davacının alacağının doğduğu tarihten sonra başlatıldığı, borçlunun ödeme emrini bizzat tebliğ aldıktan sonra icra müdürlüğüne dilekçe vererek, takibin kesinleşmesine muvafakat ettiği ve adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulabileceğini belirttiği anlaşıldığından, davacının İİK 277 vd. maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası açabileceği- Davalı üçüncü kişinin davacı alacaklının alacağından haberdar olduğu, davalı üçüncü kişinin borçluya (700.000,00 TL verebilecek) ekonomik gücü olmadığı, borçlu ile arkadaş oldukları, davalı borçlunun tefecilere bulaşınca senet vererek alacaklı gösterdiği üçüncü kişinin mal varlığına konulacak haczi engellemeye çalıştığını" belirtmesi, karşısında davacının davalılar arasındaki takibin muvazaalı olduğu yönündeki iddiasını ispatladığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davacı taraf, "davalıdaki alacağının taşeron sözleşmesinin akdedildiği tarihte doğduğunu" iddia etmiş olup, gerçekten de dosya kapsamında yer alan taşeron sözleşmesine göre, davacı ile borçlu davalının dava dışı şirkete karşı öğrenci yurdu yapım işinin gerçekleştirilmesine dair taşeron olarak borç altına girdikleri, daha sonra aralarında protokol düzenleyerek, öğrenci yurdu inşaatı işini üstlenen taşeronlar davalı ve davacının taşeron sözleşmesini feshettikleri ve davalı borçlunun borcunu davacıya ödeyeceği ve bu borca karşılık da davacının icra takiplerine konu ettiği bonoları verdiğinin" belirtildiği- Davacı alacaklı ve davalı borçlu, dava dışı şirkete karşı birlikte borç altına girmiş olup, davacının fazladan ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olduğundan alacağının doğum tarihi taşeron sözleşmesinin düzenlendiği tarih olduğu- Dava konusu tasarrufun ise bu tarihten sonra yapıldığından,  tasarrufun iptali davasında işin esasına girilmesi gerektiği- Borcun senet ve protokol tarihinde doğduğunun kabul edilemeyeceği- Davalı üçüncü kişinin, davalı borçlunun amcasının oğlu olarak İİK 280/1 kapsamında borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...