Tasarrufun iptali davasında, dava konusu gayrımenkulün tasarruf tarihindeki gerçek değerinin bilirkişi raporu ile belirlenmeksizin karar verilmesinin de hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda..
Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Tasarrufun iptali davasına konusu mal borçlunun borcu nedeniyle davalı üçüncü kişinin elinden çıkmış ise üçüncü kişi yapılan satıştan elinde artı bir para kalır ise o miktar ile sorumlu olacağı- Somut olayda; borçlunun borcu nedeniyle yapılan satış sonucu üçüncü kişi konumundaki davalının mamelekinde kalan bir para olmadığı anlaşıldığından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği- Davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerektiği-
4. HD. 29.06.2022 T. E: 3951, K: 9660
Taraflar arasındaki İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda..
Taraflar arasındaki İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda..
Üzerinde parke ve bordür taşı imalatı yapan bir işletmenin bulunduğu dava konusu taşınmazla ilgili olarak davalı 3.kişi şirket vekili bu fabrikanın şirket tarafından alındıktan sonra yapıldığını iddia etmişse de, tanık beyanında, "davalı borçlu  ile davalı 3. kişi şirketin ortağının önceden ortak olduğu, dava konusu taşınmazın bulunduğu işletmede üretilen parke ve bordür taşlarını beraber sattıkları" belirtildiğinden, mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki fabrikanın ne zaman yapıldığı, tasarruf tarihinde ve tasarruf tarihinden önce bu fabrikanın bulunup bulunmadığı araştırılarak, davaya konu tasarrufun İİK 280/3-son maddesi gereğince ticari işletme devri niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Davalı borçlu ile aralarında hayvan ticareti ile ilgili iş ilişkisi bulunduğunu, davalı borçludan alacaklı olduğunu, alacağına mahsuben söz konusu gayrimenkulün borçludan satın alındığını açıkça beyan eden davalı 4. kişinin İİK 280/1 hükmüne göre davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu ve davalılar arasındaki tasarrufun iptale tabi olduğu-
Dava sırasında dava konusu taşınmazın devri halinde, davacıdan; taşınmazların devredildiği dava dışı kişi davaya dahil edip etmeyeceği yada davasını bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceğinin sorulması gerektiği- Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteklerin, taşınmazların dava dışı kişilere devredilmesinden sonra fekkedildiği anlaşılmakta ise de, bu borçların kim tarafından ve ne kadar ödendiği tespit edilmediğinden öncelikle bu tespitin yapılarak bedel farkının varlığının buna göre değerlendirilmesi gerektiği-   Yalnızca davalılar arasında her zaman düzenlenmesi mümkün adi yazılı sözleşmeye istinaden dava konusu bir tasarruf yönünden davanın kabulü ile diğer tasarruf yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava konusu taşınmazlardan biri dava açıldıktan sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibi neticesinde ihale yoluyla satıldığından, cebri satıştan sonra kalan para olmaması nedeniyle söz konusu bu taşınmaz yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerektiği-