Davacı vekilinin, ön inceleme duruşmasında davanın İİK.'nun 280 ila 282 maddeleri gereğince açıldığını beyan etmesine ve İİK'nun 284 üncü maddesi gereği tasarruf tarihinin üzerinden 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra davanın açıldığının anlaşılmasına göre " davanın süre aşımı nedeniyle reddine" dair verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Davalı borçlu N. D.'den, davalı ..... Akaryakıt'a devredilen benzinlik ve arsasının İİK 280/3 hükmüne göre ticari işletme devri niteliğinde olduğunun anlaşılmasına, aksinin de ispat edilememiş olmasına göre "davanın kabülüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Taşınmazların tapuda gösterilen değerleri ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değerleri arasında mislini aşan bedel farkının bulunmamasına ve davacı tarafından davalı 3. kişilerin davalı borçluların mali durumu ile ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğunun ispatlanamamasına göre usul ve kanuna uygun "davanın reddine" dair kararın onanması gerektiği-
Davalı borçlu A.G. ile dava konusu taşınmazı devrettiği davalı 3. kişi A. O.' nun nüfus kayıtlarının incelenmesinden, ........ İli, Sarıoğlan İlçesi, Bakarcak Köyü nüfusuna kayıtlı oldukları, yani aynı köylü oldukları anlaşılmış olup, bu durumda mahkemece, davalı 3. kişi A. O.' nun İİK’nun 280/1.maddesi kapsamında davalı borçlu A.G.' nin mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı F. Ö.' nün davalı borçlu N.L.' nin kızı, davalı 3. kişi T.Ö' nün de davalı borçlunun iş arkadaşı olmasına, davalı 3. kişi T.Ö' nün , davalı F. Ö.'nün İİK madde 280/1 hükmü gereğince borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişiler olduğunun anlaşılmış olmasına göre verilen "davanın kabulüne" dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Dava konusu taşınmaz, tapuda 45.000,00 TL'ye alınmış, bilirkişi taşınmazın rayiç değerini 70.000,00 TL olarak belirlemiştir. Bu hali ile ivazlar arasında önemli oransızlık bulunmamaktadır. Davalı borçlu ve üçüncü kişi arasında akrabalık ve yakınlık olduğu iddia ve ispat edilememiş olduğundan Tapuda 45.000,00 Türk lirasına alınan dava konusu taşınmazın rayiç değerinin bilirkişi tarafından 70.000,00 Türk lirası olarak belirlendiği, bu hali ile ivazlar arasında önemli bir oransızlık bulunmadığı, davalı borçlu ve üçüncü kişi arasında akrabalık ve yakınlık olduğu iddia ve ispat edilememiş olduğundan, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davalılardan dördüncü kişi S. B. ve beşinci kişi V.D.yönünden (İİK. 282. maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçüncü kişi) İİK. 278/3-2 maddesinin uygulama yeri bulunmadığı- Dördüncü ve beşinci kişi konumundaki kararı temyiz eden davalılar S. B. ve V.D. yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark davanın kabulü için yeterli olmayıp kötü niyetlerinin ispatlanmış olması gerekir. Bunun dışında taşınmazın birbirine yakın tarihlerde devredilmesi de davalı S. B. ve V.D'nin kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğinden ve bu davalıların davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğu da ispatlanamadığından davanın dördüncü ve beşinci kişi konumundaki S. B. ve V.D. yönünden reddi ile İİK'nun 283. maddesi gereğince davalı üçüncü kişi F.B.' nin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında tazminatla (davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulması gerekeceği-
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiş olduğu, ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmış olmadığı- Kanunun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmış olduğu- Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği-
Dava konusu taşınmazların gerek devir tarihindeki gerekse dava tarihindeki gerçek değerlerinin tapuda gösterilen satış değerlerinden çok fazla olduğu, satışların aynı gün yapıldığı ve bir istinaf mahkemesi ilamında üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun tesbit edildiği gerekçesi ile tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davanın İİK.'nin 283/2. maddesi gereğince bedele dönüşmesi nedeni ile davalılar aleyhine tazminata karar verilmiş ise de, davalı üçüncü kişiden taşınmazı elden çıkarttığı tarihteki taşınmaz değerinin, davalıların taşınmazı elden çıkarttığı tarihteki taşınmazın değerinden düşük olması sebebiyle davalı üçüncü kişinin de davalıların taşınmazı daha yüksek fiyattan elden çıkartmış olduğu değer üzerinden davalılar ile müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
