Davalı 3. kişi tarafından da kabul edilen davacı tanığının beyanına göre taraflar arasındaki satışın gerçek ve borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü gerektiği- Bozma ilamında da belirtildiği üzere, borçlu ve üçüncü kişinin önceden de birbirlerini tanıdıklarının, nitekim 3. kişinin taşınmazı satın aldığı gün borçluya kiraya verdiği ve 26 aylık kira bedelinin satış bedeline mahsubu konusunda davalıların mutabakata vardıklarının anlaşıldığı, bu kadar uzun bir süre için böyle bir anlaşma yapılmış olmasının yaşam deneyimlerine uygun olmadığı gibi tarafların önceye dayalı yakınlıkları olduğunu da teyit ettiği-
Tanık anlatımlarından davalı adına olan ticari işlerin kocası tarafından yürütüldüğü, taşınmazı satın alan 3. kişinin davalının kocası ile ortak olduğu anlaşıldığından, üçüncü kişinin borçlunun durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı 3. kişinin cevap dilekçesindeki ifadeleri ile tanıkların beyanlarından; dava konusu teknenin borçluya ait olduğunun, onun tarafından yaptırıldığının, davalı üçüncü kişinin ise onun taşeronu olduğu ancak davalı üçüncü kişinin teknenin işçilik alacaklarına karşılık olarak kendi adına tescil edildiğini iddia ettiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece davalı 3. kişinin ifadesinde geçen tekne faturalarında ismi geçen şahıs da dinlenerek, dava konusu teknenin kendisi tarafından nasıl ve hangi aşamaya kadar yapıldığı, sonrasında davalı 3. kişinin bu tekne yapımı için gereken işçilik ücretinin ne olduğu ve malzemenin nasıl temin edildiği gibi hususlarda beyan, belgeler alınarak gerekirse bu belgelere göre konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile 3. kişinin bu tekne için işçilik bedeline göre teknenin tamamını adına tescilinin yerinde olup olmadığı araştırılarak, oluşacak sonuca göre , borçlunun kendisine ait olan teknenin mal kaçırma amacı ile üçüncü kişi adına tescil edilip edilmediği değerlendirilerek, değerlendirmenin bu yönde olması halinde diğer davalıların borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı, kötüniyetli olup olmadıkları, İİK'nun 283/2.maddesi gereğince davanın bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu ve 3. kişinin Giresun Keşap İlçesi Yoliçi Mahallesi nüfusuna kayıtlı oldukları, davalı 3.kişinin Yoliçi Mahallesinde, davalı borçlunun ise dava konusu taşınmazda ikamet ettiği, yargılama sırasında davalı 3.kişi ...’ın diğer davalı borçluyu aynı köylüsü olması nedeniyle tanıdığını, 20-25 yıllık arkadaşı olduğunu beyan ettiği anlaşıldığından, mahkemece, davalı 3.kişi ...’ın İİK’nun 280/1.maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Güçlü delil niteliğinde olan diğer Yargıtay ilamında belirtildiği üzere, davalı borçlular ile davalı üçüncü kişinin hemşeri olması, davalıya dava konusu iki taşınmaz dışında toplam yedi taşınmaz satılması, emekli öğretmen olan kişinin kısa sürede borçlu ve kardeşinden yedi taşınmaz alması, dava konusu iki taşınmazın satılmasına rağmen halen bedelsiz olarak borçlunun kullanımında olması dikkate alındığında ve bu dava dosyasına konu bazı gayrimenkuller yönünden de bedel farkının bulunduğu anlaşıldığından, dava konusu tüm taşınmazlar yönünden davanın İİK'nun 280/1 maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı 3. kişinin deri ustası olduğu borçlular ile aynı sektörde çalıştığı, sosyal medyadan arkadaşlıkları olduğu ve tanığın borçluların uzaktan akrabası olduğunu belirttiği, yine davalı 3. kişinin borçlu ...’la aynı adreste oturduğu, aynı yer nüfusuna kayıtlı olduğu olguları dikkate alındığında, adı geçen davalıların İİK’nın 280/1 maddesine göre borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek şahıslardan oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
"Davalının babasının borçlu şirket ortaklığından ayrılmasından 9 yıl sonra tasarruf işlemi gerçekleştiğinden tasarrufun iptali davasının reddine" karar verilmişse de, davalı borçlunun şirketin adına bir mühendislik firması, davalı üçüncü kişi şirketin ise mutfak dolabı imalatı yapan bir firma olduğu anlaşıldığından, bu şirketlerin ticari defter ve ticaret sicil kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak aralarında ticari ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi, buna göre üçüncü kişi konumundaki davalının İİK. mad. 280 uyarınca borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken durumunda olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Dava konusu otelin borçlu şirket tarafından davalı 3. kişiye satılması işlemi, İİK’nın 280/3. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğinde olup, bu devrin İİK.'nun 280. maddesine uygun olarak devredildiği iddia ve ispat edilmediğinden davalı 3. kişi yönünden davanın kabulünde bir isabetsizliğin bulunmadığı- Mahkemece, Davacı alacaklının delil olarak ileri sürdüğü, borçlu şirket ortaklarından...’ın ve şüphelilerin tefecilik yaptıklarına, kendisine ve başkalarına faiz ile para verdiklerine, taşınmazlarına el koyduklarına dair ......... Asliye Ceza Mahkemesinin ....... Esas ............ Karar sayılı dosyası ve .......... Cumhuriyet Başsavcılığının .......... sayılı soruşturma dosyasının getirtilerek, dosyadaki delil ve beyanların birlikte değerlendirilmesi sonucu davalı dördüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığının tesbit edilmesi gerekeceği-
Bilirkişi tarafından taşınmazın ½ hissesi için 114.000,00 TL rayiç bedel belirlenmesi ve dava konusu taşınmazın ½ hissesinin 65.000,00 TL bedelle davalı borçlu tarafından davalı üçüncü kişiye tapuda satılması halinde, taşınmazın tapudaki devir bedeli ile gerçek değeri arasında mislini aşan bedel farkı oluşmamış kabul edileceği- Taşınmazın yalnızca ½ hissesi satın alındığından, kanuni şufa hakkı ile karşı karşıya kalma ihtimalinin tek başına davalılar arasında kötü niyeti göstermeyeceği- Tasarruf tarihinden sonra taşınmazda davalı borçlunun boşanmış olduğu eşinin ikamet etmeye devam ettiği anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmişse de, davalı üçüncü kişi "taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığını ve satın aldığı kişilerin taşınmazda bir süre daha oturmak istediklerinden kiraya verdiğini" belirterek dosyaya kira sözleşmesi sunduğundan, öncelikle davalılara bu kira sözleşmesine istinaden kira ödeyip ödemediğine dair delillerinin sorulması, varsa bunların dosyaya kazandırılması ve daha sonra dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
İpotek maliki borçlu şirketin taşınmazları bankaya satarak, satış bedelin bankanın alacağından düşülmesi halinde, bu tasarruf haciz tarihinden geriye doğru bir yıllık süre içinde yapılmadığından, devrin mutad ödeme aracı olmadığı yönündeki itirazın dinlenmeyeceği- İİK 280 uyarınca, davalı üçüncü kişi bankanın iyiniyetli bulunmadığı da ispatlanamadığından tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-