Davalı borçlunun sattığı taşınmazları halen kullandığının anlaşılmış bulunmasına göre "davanın kabulüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun sayılacağı-
Davalı davalı borçlu şirket kurucuları ile davalı üçüncü kişi şirket kurucularının akraba olduğu anlaşıldığından taşınmazlara ilişkin tasarrufun iptali isteminin kabulü gerektiği- Davalı dördüncü şirket yönünden iptale karar verilebilmesi için davalı dördüncü kişinin davalı borçlunun durumunu bilen veya bilmesi gereken kişi olduğunun, yani kötü niyetli olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği- Dosyasındaki tarihli haciz tutanağında, dava konusu gayrimenkullerin birinde davalı borçlu şirket yetkilisinin oturmaya devam ettiği, dava konusu taşınmaz haricinde aynı tarihlerde Türkiye'nin farklı yerlerinde mevcut taşınmazların aynı silsile ile devredilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, değerlendirilmeksizin davalı dördüncü kişinin iyi niyetli olduğundan hareketle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalınin borçlu şirketin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması ve dava konusu menkullerin ticari işletmeye dahil bir kısım malların satış mahiyetinde olması nedeniyle yapılan tasarrufun iptale tabi bulunduğu-
Tasarrufun 02.11.2011 tarihi itibariyle bu tarihten sonra gerçekleşmiş olmasına, borçlunun aciz halinin dosya kapsamı ile sabit bulunmasına ve dördüncü kişinin hem üçüncü kişinin hem de onun borçlu ile ortak olduğu şirketin de vekilliğini yapmış bulunmasına göre "davanın kabulüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Davalı borçlular Ş. İ. Tamkan ile Muradiye Tamkan'ın karı -koca, davalı 3. kişi Fettah Bilen'in borçlu Ş.'ın İ.'ın bacanağı, Muradiye'nin ise baldızı olduğu- Davalı 3. kişiler Fettah İle L.'nin kardeş olması nedeniyle davalı 3. kişiler Fettah ve L.'nin 280/1 maddesi kapsamında davalı borçluların durumunun ve amacının bilebilecek kişilerden olması, dosya kapsamından da davalı 3. kişilerin borçluların durumunu ve amacını bildikleri, dava konusu taşınmazların davalı 3. kişiler L. ve Fettah tarafından 05.12.1990 tarihinde borçlulara devredilip 20 yıl sonra geri alınmasının inançlı işlem olarak (emaneten verilme iddası) kabulünün mümkün olmadığı- Her iki devrin de satış olarak yapılmış olması nedeniyle dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İptale konu tasarrufların davalı borçlu ile eşi ve ortak çocukları arasında gerçekleştiği, davalı borçlunun aciz hallerini en iyi bilebilecek kişiler olduğunu, davalıların alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğu gerekçesiyle yapılan tasarrufların icra dosyasındaki alacak, faiz ve ferilerine karşılayacak kadar olan kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı bulunduğu-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, davalı borçlu M. A’ın müteahhit olduğu, davalı 3. kişi A. Ç.’in eşi Y. Ç.’in ise gazetede çalışan reklamcı olduğu, davalı borçlu ile bu nedenle bir reklam işi için tanıştıkları anlaşılmış olup davanın kabulü için yalnızca bu şekilde bir tanışıklık yeterli olmayıp, bunun dışında davalı 3. kişi A. Ç.’in davalı borçlu M. A. ile yakın olduğu yada İİK’nun 280/1. maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-