Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için, borçlu tarafından yapılmış bir tasarruf işleminin olması, bu tasarruf işleminin de davacı alacaklının alacağını tahsil etmesini engelleyici bir durumu oluşturması gerektiği, bir başka değişle bu tasarruf işlemi olmasaydı davacının alacağına kavuşma imkanın olması gerektiği-Karar gerekçesi yapılan İİK'nın 280/1.maddesine göre işlemin iptali için borçlunun mal kaçırma amacını onunla tasarrufta bulunan üçüncü kişinin bilmesi veya bilmesi lazım gelen kişilerden olması gerektiği- Ticari hayatta, tacirler arasındaki alacağın temlikinin, mutad ödeme araçlarından biri olduğu, dairenin yerleşmiş görüşlerinden olduğu-Bunun için tarafların temlikten önce ve sonrasında devam eden bir ticari ilişkisinin olması ve temliki gerektiren bir alacak- borç ilişkisinin bulunması gerektiği-
Satış tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın değerinin 175.000 TL olduğu, taşınmaz üzerinde ... lehine 250.000 TL'lik, ipotek bulunduğu, davalı alıcı ...'ın ipoteği bedeli olarak ... bankasına 152.480,00 TL ödediği, ayrıca taşınmaz üzerinde ... 24 İcra Dairesi'nin 2016/37171 esas sayılı dosyasından 23.000 TL'lik haciz bulunduğu, davalı ...'ın bu haczin kaldırılması için 32.500 TL ödemede bulunduğu, bu suretle davalı ...'ın 184.980,00 TL ödemede bulunduğu ve satışın gerçek bir satış olduğu davalı ...'ın diğer davalının durumunu bilebilecek kişilerden olduğu hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Uyuşmazlığın; İİK.'nin 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilmesi için, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekeceği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerektiği-Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
İİK'nın 279/2.maddesine göre mutad ödeme aracı olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü için gerekli İİK'nın 279/1.maddesindeki 1 yıllık sürenin geçmiş olması, dava konusu 130 Ada 79 Parselin 22.04.2016 tarihinde satıldığından İİK'nın 278/3-2.maddesine göre bedel farkı nedeniyle iptali için aynı maddenin 2.fıkrasındaki 2 yıllık sürenin de geçmiş olması nedeniyle mahkemenin bu maddelere dayalı olarak verdiği iptal gerekçesi yerinde olmamakla birlikte, davalı borçlu ve üçüncü kişi şirketin ...Süt Ürünleri A.Ş yetkilisi ve toptancıları olduğu, aralarında ticari ilişki bulunduğu anlaşıldığından, İİK'nın 280/1.maddesi gereğince davalı şirketin borçlunun mali durumunu bilebilecek durumda olduğu, dava konusu tasarrufların bu gerekçe ile iptali gerektiğinden sonuç itibari ile kararın yerinde olduğu-
Haczin 25.03.2014 tarihinde yapıldığı dava konusu satışın ise 13.01.2012 tarihinde gerçekleştiği, İİK'nın 278/2. fıkrasındaki hacizden geriye doğru 2 yıllık süre geçmiş olması nedeni ile ivazlar arasında önemli oransızlık olduğundan satışın iptali gerektiği yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi kararı yerinde olmamakla birlikte, davalı üçüncü kişinin İİK'nın 280/1. maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun kanıtlanmış olmasına göre "davanın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
İcra takibi sırasında 12.01.2015 tarihinde fiili haczin yapıldığı ve davalı- borçlunun meskeninden taşındığının belirlendiği, taşınmaz devrinin ise 20.10.2009 tarihli olup haciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde kalmadığı- Bu durumda bedel farkından dolayı tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği-Ancak davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı da verilebileceği- Dosya kapsamında; davalılar arasında İİK'nun 280./1 maddesine göre arkadaşlık, akrabalık, ticari ilişki veya komşuluk tespit edilememiş, lehine tasarrufta bulunulan davalı üçüncü kişinin, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu ispatlanamamış olduğundan, mahkemece verilen "davanın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davasının amacının, borçludan olan alacağını tahsil edemeyen davacı alacaklı borçlunun mal kaçırma amacı ile iptale tabi tasarruf yaptığını ispatlaması halinde alacağını tahsil imkanı tanımak olduğu-Bu nedenle davacının alacağının gerçek bir alacak olması gerektiği- Ancak borçlu önceden yaptığı ancak iptalini istediği bir takım tasarrufları için alacaklı olarak göstereceği bir kişi ile anlaşarak aslında gerçek olmayan bir alacak ilişkisi yaratarak, aralarında sanki bir alacak -borç ilişkisi varmış gibi takibe geçilmesini ve nihayi amaç olarak üçüncü kişi ile arasında gerçekleşen tasarrufun iptalini sağlamak isteyebileceği- Yani borçlu ve alacaklı muvazaalı bir takip yaparak borçlunun tasarrufunun iptal edilmesini amaçlayabileceği- Böyle bir durumda davalı üçüncü kişinin "alacağın gerçekte var olmadığını, muvazaalı olarak yaratıldığını" ileri sürebileceği-
Dava konusu gayrımenkulün ticari işletme niteliğinde dershane binası olduğunun anlaşılmasına, İİK 280/3 hükmü gereğince de belirlenen şartların yerine getirilmemiş olduğunun anlaşılmış olmasına göre, 'davanın kabulüne' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-