“Borçlunun danışıklı olarak kayınpederine borçlandığı” ileri sürülerek, kayınpederi tarafından borçlu hakkında yapılmış olan icra takibinin iptalinin istenebileceği (İİK 277 vd.)-
Dava konusu kooperatif payının, boşanma davasından önce, düşük bedelle ve mal kaçırmak amacı ile eşler arasında yapılan devir işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Davalı şirkette ortak olanlar arasındaki akrabalık bağı ve şirketlerin aynı adreste faaliyette bulunmaları–
Borçlunun şirketteki %49 hissesini devralan diğer davalı hissedarların, borçlunun mali durumunu bilmediklerini ifade edemeyecekleri–
Borçlu ile işlemde bulunan "üçüncü kişi"nin (ya da; üçüncü kişi ile işlemde bulunan "dördüncü kişi"nin) aynı köyden olmaları halinde, üçüncü (ya da dördüncü) kişinin, "borçlunun mal kaçırma kasdını bilmediğinin" kabul edilmesinin, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği–
İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallük ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edileceği- Davanın bedele dönüştürmesi halinde, dava konusu taşınmazların cebri icra yolu ile yapılan satışından artan bir bedel kalması halinde, üçüncü kişi davalının bu bedel ile sorumlu tutulabileceğinden, cebri icra satışı ile ilgili takip dosyası getirtilip bu yönde araştırma yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerektiği-
Dava konusu taşınmazın -tasarruftan sonra dahi- borçlu tarafından kullanılıyor olmasının, tasarrufun kötüniyetle yapıldığını göstereceği ve hayatın olağan akışına aykırı olacağı (uygun bulunmayacağı)–
Davalı-borçlu ile, dördüncü kişi konumunda olan hükmü temyiz eden davalının, aynı işkolu olan tekstil sektöründe faaliyette bulunmaları nedeniyle, borçlunun mali durumunu ve mal kaçırma kasdını bilebilecek durumda sayılması gerekeceği– Dava konusu taşınmazın birer ikişer gün arayla üçüncü ve dördüncü kişilere satılmış olmasının, alacaklıdan mal kaçırma kasdı"nı ortaya koyacağı–
"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "babası"/"annesi" (ya da "kızı/oğlu") olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği-