İİK.nun 280. maddesinde borçlunun yakın hısımları aleyhine bir karinenin öngörülmüş olduğu, bu karineye göre maddede saptanan derecede yakınlığı bulunanların, borçlunun zarar verme kastını bildiğinin varsayıldığı-
Davalının, borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi olmaması -dördüncü kişi olması- halinde, hakkında İİK.nun 278. maddesinin değil, İİK. 282. maddesi vasıtasıyla İİK.nun 280. maddesinin uygulanacağı, bu durumda "bu davalının kötüniyetli olduğu"nun davacı alacaklı tarafından kanıtlanması halinde lehine yapılan tasarrufun iptali gerekeceği–
İşlem tarihinden itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takip yapılmış olması koşuluyla İİK. 280 uyarınca tasarrufun iptâline karar verilebileceği–
Borcun varlığının ileriki bir tarihte kesinleşmesinin, üçüncü kişinin takp borçlusuna daha sonra borçlandığını göstermeyeceği- Borç ve alacak ilişkisinin tespitinde, daima birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin baz alınarak saptanacağı-
Bir ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya önemli bir kısmının -örneğin; borçlu şirketin tek malvarlığı olan taşınmazının ya da borçlu şirket adına kayıtlı iki kamyonun veya borçluya ait bir otobüsün devir veya satışı halinde davalı satın alanların, borçlunun ızrar kastını bildiklerinin karine olarak kabul edileceği, alacaklı lehine olan bu karinenin aksinin borçlu tarafından kanıtlanması gerekeceği-
Cevap dilekçesinde "müvekkilinin borçluyu tanıdığını, ekonomik durumunun kötü olduğunu bildiğini, dava konusu bağımsız bölümü bedelini ödeyerek iyiniyetle satın aldığını" beyan etmiş olan davalı vekilinin, bu beyanı çerçevesinde "borçlu B'nin ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olduğu halde taşınmazını ondan satın almasının" İİK. 280/I uyarınca iptal nedeni olduğu-
"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "babası"/"annesi" (ya da "kızı/oğlu") olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 280/I maddesinde bahsedilen "kötüniyet"den maksadın "borçlunun durumunun borçlu ile ilişkide bulunan kişi tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda olması" olduğu
İflas idaresi tarafından takip edilen tasarrufun iptali davalarında; davanın kabulüne karar verilmesi halinde mahkemece ne şekilde karar verilmesi gerekir? ( Yani; "iflas masasına kayıt ve kabul edilen alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline" mi yoksa "davacı alacaklının icra takibine konu yaptığı icra dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline" mi karara verilmesi gerekir?)- Hakkındaki iflâs davası devam ederken ticari varlığının önemli bir bölümünü satan tacirin, alacaklılarından mal kaçırmak ve onları zarara uğratmak kasdıyla hareket ettiğinin kabul edileceği, bu durumda, söz konusu mal varlığını satın alan üçüncü kişilerin de tacirin gerçek niyetini bildiklerinin farz edileceği, ayrıca satışların kısa aralıklarla yapılmış olması, taşınmazlar üzerinde haciz ve ipoteklerin bulunması ve alıcıların çoğunun müflis şirketin ortaklarının hemşehrisi olması karşısında, ilk satışlardan sonra yapılan satışların, alıcılarının müflisin durumunu bildiklerini göstereceği-