İİK. nun 97/XV maddesi uyarınca istihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına –malın değerinin %15’ inden aşağı olmamak üzere- tazminata hükmedilmesi için, “alacaklının kötü niyetinin kanıtlanması” gerekeceği; buradaki kötü niyetten amacın ”haciz sırasında, haczedilen malların davalıya ait olduğunun alacaklı tarafından bilinmesine karşın alacaklının icra memurundan o malların haczedilmesini istemesi” olduğu-
Hem istihkak davası sonucunda hem de istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davası sonucunda ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından icra mahkemesinde “karşı dava” olarak değil de ayrı olarak açılan tasarrufun iptali davası hakkında mahkemece “görevsizlik kararı” verilmesi ve üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasında alacaklı tarafından ayrıca açılacak olan tasarrufun iptali davasının “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
Borçlunun iflasına karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde İİK’nun 193/II maddesi uyarınca icra takipleri düşmüş ve hacizler kalkmış olduğundan, icra mahkemesince “istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Haczin İİK. mad. 97 uyarınca yapılması gerektiğini alacaklının süresinde icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürebileceği- Şikayetinin dinlenebilmesi için ortada yapılmış bir haczin varlığı gerektiği-
“Temyizin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı”na ilişkin İİK.364/son maddesinin istihkak davaları için özel hüküm içeren İİK.’nun 97/XIV maddesinin kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı; satış işleminin temyiz sonucuna kadar durması için, hükmü temyiz eden üçüncü kişinin, icra müdürlüğünden “İİK.’nun 36. maddesine göre tehir icra kararı almak üzere” Yargıtay’ın ilgili dairesine başvurması gerekeceği-
Hacizli mala ilişkin istihkak davasının devamı sırasında dava konusu malın satılarak paraya çevrilmesi halinde, davanın İİK. nun 97/X maddesi uyarınca satış bedeline dönüşeceği- İstihkak davasında davacının delil olarak dayandığı adi şekilde düzenlenmiş kira sözleşmesinin alacaklıyı bağlamayacağı gibi başka güçlü delillerle desteklenmeyen faturaların da alacaklı yararına olan yasal karinenin aksini tek başına ispata yeterli olmayacağı-
Haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması halinde İİK. nun 97/a maddesinde öngörülen “mülkiyet karinesi” nin borçlu, dolayısı ile davacı alacaklı yararına olduğu- İspat yükü kendisine düşen davacı 3. kişinin bu karinenin aksini güçlü delillerle ispat etmesi gerektiği-