"Dava şartı"nın gerçekleşmemiş olması nedeniyle (örneğin"hak düşürücü süre", "husumet", "kesinleşmiş geçerli bir icra takibi bulunmaması", "davacının davalı borçluda bir alacağı bulunmaması", "borcun, tasarruftan önce doğmuş olması", "aciz belgesi bulunmaması" vb. nedenlerle) iptâl davasının reddedilmesi halinde -Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II. maddesi uyarınca- davalı lehine "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
"Taraf teşkili" kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, aralarında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunan "borçlu" ya da "üçüncü kişi"nin açılan davada davalı olarak gösterilmemiş olması halinde, bu kişiye usulüne göre dava dilekçesi tebliğ edilip, kendisine savunma olanağı tanınmadan tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılamayacağı–
Tasarrufun iptali davasının açıldığı asliye hukuk mahkemesince, süresinden sonra yapılan "işbölümü itirazı" kabul edilerek "dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesine" karar verilemeyeceği– (NOT: Yeni TTK. mad. 5/(1)-3'e göre; ayrı asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, işbölümü ilişkisi değil, 'görev ilişkisi' haline gelmiştir.)
Gerekçesiz hüküm kurulamayacağı (HUMK. 388, şimdi; HMK. 297, Anayasa 141); ayrıntılı gerekçe göstermeden sadece "dava şartları oluşmadığı"ndan bahsedilerek hüküm kurulamayacağı–
Davaya konu taşınmaz üzerinde "fen memuru", "emlak uzmanı" ve "inşaat mühendisi"nden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle yerinde keşif yapılarak, taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin saptanması gerekeceği–
İİK'nun 278/III-2'deki bedeller arasındaki nisbetsizliğe ilişkin hükmün "borçlu ile borçludan tasarruf konusu malı satın alan kişi arasındaki tasarruflarda" iptâl nedeni olabileceği, aynı malı üçüncü kişiden satın almış olan başka kişiler (dördüncü kişiler) hakkında bu hükmün uygulanmayacağı, bu kişilerin ayrıca "kötüniyetli oldukları" (İİK. 280) isbat edilmedikçe, bu kişilere yapılan tasarrufun iptâline karar verilemeyeceği–
SSK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için -6183 sayılı Kanuna göre- borçlular hakkında yapılacak takipler nedeniyle, SSK tarafından açılacak iptal davalarına, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinin görevli olduğu-
Davalı tarafa (ve davacı tarafa) duruşma günü tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilemeyeceği (HUMK. 73, şimdi; HMK. 27)–
Tasarrufun iptali davalarının "ayni" değil "şahsi" davalar olduğu, davalılar arasında "mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu, borçlu-davalı tarafından yapılan yetki sözleşmesinin, diğer davalı-üçüncü kişiyi de bağlayacağı, bu davalarda, HUMK'nun 13. maddesinin (şimdi; HMK.'nun 12. maddesinin)uygulanmayacağı, bu nedenle davacının bu davayı dilerse borçlunun, dilerse borçlu ile işlemde bulunan üçüncü kişinin yerleşim yerinde veya yetki sözleşmesinde öngörülen yerde açabileceği–