6183 sayılı kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında takip konusu alacağın miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değerinden hangisi az ise onun üzerinden nisbi karar ve ilam harcı alınacağı–
Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapıp, uygulanacak yasa maddesini bularak uygulamanın hakimin görevi olduğu (HUMK. 76, şimdi; HMK. 33), dava dilekçesinde açıkca "tasarrufun iptalinden söz edilmemiş olmasına rağmen, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dayanılan maddi vakıalar karşısında, davacının isteminin içinde, İİK. 277 vd. göre karar verilmesinin amaçlandığı durumlarda, açılan davanın tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna varılması gerekeceği–
İİK.nun 278 vd. maddelerinde iptâl edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış olduğu, kanunda iptâle tabi bazı tasarruflar içinde genel bir tanımlama yapılarak hangi tasarrufların iptâle tabi olduğu hususunun tayin ve takdirinin hakime bırakılmış olduğu–
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da -1.6.1990 T. ve 3/4 s. İçt. Bir. K. uyarınca- bu yolda karar -yani, "red kararı"- verilebileceği–
İptali istenen tasarrufun, borcun doğumundan sonra yapılmış olup olmadığının saptanması için, temel ilişkinin takip konusu çeklerin keşide tarihlerinden önce kurulmuş olup olmadığının -gerektiğinde; ticari defterler üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılarak- araştırılması gerekeceği–
Tasarrufun iptali davalarını görme görevinin, genel mahkemelere -asliye hukuk mahkemelerine- ait olduğu, icra mahkemelerinin ancak "istihkak davası" ile birlikte bu davaları görebileceği–
Tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı- alacaklının bu ilamı asıl (borçlu hakkında yürüttüğü) takip dosyasına koyarak infaz ettirebileceği, ayrı takip konusu yapamayacağı–