Borçlunun, borcuna mahsuben mallarını alacaklıya vermesinin (satmasının) -İİK. 279/I-2 uyarınca "mutad ödeme vasıtası" olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle iptale konu olacağı–
"Borçlunun, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını (muvazaalı) boşanma protokolü ile diğer davalı karısına devrettiği" iddiasıyla açılan tasarrufun iptali davası sırasında verilen dilekçe ile "davanın iadei muhakeme şeklinde görülmesi"nin istenmesi halinde, verilen kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinde inceleneceği–
SSK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için -6183 sayılı Kanuna göre- borçlular hakkında yapılacak takipler nedeniyle, SSK tarafından açılacak iptal davalarına, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinin görevli olduğu-
Tasarrufun iptali davasının sabit olması halinde mahkemece "iptal ve tesçil kararı" değil "davacının alacaklı olduğu ........ dosyasından doğan alacağını alabilmesi için, takip tutarı ile sınırlı olmak üzere (yani; takip konusu alacak ve fer'ile ile sınırlı olarak) dava konusu taşınmazın haciz ve satışı yetkisinin davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davalarında davalılar arasında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunduğu, zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini hep birlikte yapmak zorunda olduklarından, ilk itirazlardan olan "yetki itirazı"nın da davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerekeceği, yalnız bir veya birkaç davalı yanca ileri sürülen yetki itirazının sonuç doğurmayacağı-
Davada ileri sürülen maddi olgu ve bulgulara uyan maddeleri açılıp uygulamak ve hukuki nitelendirmeyi yapmak, HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) uyarınca hakimin doğrudan görevi olduğundan, İİK. 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal nedenlerinin her davada ayrı ayrı değerlendirilerek iptal davasının sonuçlandırılması gerekeceği–