İptal davası "ayni" bir dava olmayıp "şahsi" (kişisel) dava olduğundan, davanın konusu taşınmaz dahi olsa, özel yetki hükmü olan -ve taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili olduğunu belirten- HUMK. mad. 13'ün (HMK mad. 12'nin)iptal davalarında uygulanamayacağı–
İİK.nun 278 vd. maddelerinde iptâl edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış olduğu, kanunda iptâle tabi bazı tasarruflar içinde genel bir tanımlama yapılarak hangi tasarrufların iptâle tabi olduğu hususunun tayin ve takdirinin hakime bırakılmış olduğu–
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilmiş olan ilamların (ve bu ilamda yer alan vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin bölümlerin) kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Takip konusu borcun tamamen ödenmiş olması halinde, mahkemece "davanın konusuz kalmış olması" nedeniyle reddedilirken, davanın açılmasına neden olan davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekeceği–
6183 sayılı kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında takip konusu alacağın miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değerinden hangisi az ise onun üzerinden nisbi karar ve ilam harcı alınacağı–
Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapıp, uygulanacak yasa maddesini bularak uygulamanın hakimin görevi olduğu (HUMK. 76, şimdi; HMK. 33), dava dilekçesinde açıkca "tasarrufun iptalinden söz edilmemiş olmasına rağmen, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dayanılan maddi vakıalar karşısında, davacının isteminin içinde, İİK. 277 vd. göre karar verilmesinin amaçlandığı durumlarda, açılan davanın tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna varılması gerekeceği–