Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da -1.6.1990 T. ve 3/4 s. İçt. Bir. K. uyarınca- bu yolda karar -yani, "red kararı"- verilebileceği–
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
Gerekçesiz hüküm kurulamayacağı (HUMK. 388, şimdi; HMK. 297, Anayasa 141); ayrıntılı gerekçe göstermeden sadece "dava şartları oluşmadığı"ndan bahsedilerek hüküm kurulamayacağı–
İptali istenen tasarrufun, borcun doğumundan sonra yapılmış olup olmadığının saptanması için, temel ilişkinin takip konusu çeklerin keşide tarihlerinden önce kurulmuş olup olmadığının -gerektiğinde; ticari defterler üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılarak- araştırılması gerekeceği–
Tasarrufun iptali davalarını görme görevinin, genel mahkemelere -asliye hukuk mahkemelerine- ait olduğu, icra mahkemelerinin ancak "istihkak davası" ile birlikte bu davaları görebileceği–
Tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı- alacaklının bu ilamı asıl (borçlu hakkında yürüttüğü) takip dosyasına koyarak infaz ettirebileceği, ayrı takip konusu yapamayacağı–
"Taraf teşkili" kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, aralarında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunan "borçlu" ya da "üçüncü kişi"nin açılan davada davalı olarak gösterilmemiş olması halinde, bu kişiye usulüne göre dava dilekçesi tebliğ edilip, kendisine savunma olanağı tanınmadan tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılamayacağı–
Tapuya şerh edilen ihtiyati haciz kararının davanın karara bağlandığı gün kesinleşmiş olacağı-
Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de “takip konusu alacağın kesinleşmiş olması” gerektiğinden, takip konusu borca itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından “itirazın iptali davası” açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
Takip konusu borcun tamamen ödenmiş olması halinde, mahkemece "davanın konusuz kalmış olması" nedeniyle reddedilirken, davanın açılmasına neden olan davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekeceği–