Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesinin zorunlu olmadığı, dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir kesiminin dava edildiğinin açıkça anlaşılması gerekli ve yeterli olduğu-
Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesinin zorunlu olmadığı; dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir kesiminin dava edildiğinin açıkça anlaşılması gerekli ve yeterli olduğu-  Davacı alacak taleplerini kısmî dava açarak talep etmiş ve mahkemece de kısmî miktarlar hüküm altına alınmış ise de; birden fazla bilirkişi raporundan mahkemece hangi rapora itibar edildiği gerekçelendirilmediğinden bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesinin zorunlu olmadığı, dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir kesiminin dava edildiğinin açıkça anlaşılması gerekli ve yeterli olduğu-
Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirleyemeyen davacı tarafından, dilerse belirsiz alacak davası, dilerse kısmi dava ile birlikte alacağın geri kalan kısmı tespiti için dava açılmasının mümkün olduğu-
Kısmi alacak davasına konu kaza 10.12.2011 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince ıslah talebinin ise 26.01.2015 tarihinde yapıldığı, ıslah talebinin de bu sürenin bitiminden sonra yapılmış olmasına göre, ıslahla artırılan kısım yönünden davalı vekilinin süresinde ileri sürdükleri zamanaşımı def'inin kabulü ile bu kısma ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı- İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanlarının gözetilmesi ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiği- İşçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlıkta, emsal ücret araştırması yapılıp, araştırma sonuçları dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ile birlikte değerlendirilerek davacının ücret miktarının belirlenmesi, talep edilen alacaklar belirlenen bu ücret miktarına göre yeniden hesaplattırılması gerektiği, eksik araştırma ile karar verilmesinin hatalı olduğu- Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım kesileceği, henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam edeceği, ancak kısmi davadaki miktarın, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsayacağı- Kısaca kısmi davadaki alacak miktarının belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmesi, bakiye alacağın ise ondan sonraki süreyi kapsaması gerektiği- İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacağın, alacaklı lehine hüküm altına alınması gerektiği-
Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesinin zorunlu olmadığı, dava dilekçesindeki açıklamalardan, davacının talebinin dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir bölümünün dava edildiğinin açıkça anlaşılmasının gerekli ve yeterli olduğu, davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının şart olduğu-
Dava dilekçesinde bir niteleme bulunmasa da talep miktar ve şekline, bilirkişinin hesap raporundan sonra davacının 19.06.2014 tarihli “ıslah dilekçesi” ile taleplerini artırmasına göre davanın kısmi dava olarak açılmasına rağmen mahkemece davanın, re'sen belirsiz alacak davası olarak yorumlanmasının ve ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesinde bir niteleme bulunmasa da talep miktar ve şekline, bilirkişinin hesap raporundan sonra davacının 02.09.2014 tarihli “ıslah dilekçesi” ile taleplerini artırmasına göre davanın kısmi dava olarak açılmasına rağmen mahkemece davanın, re'sen belirsiz alacak davası olarak yorumlanması ve ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmemesinin isabetsiz olduğu-
Davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabileceği, öte yandan alacaklı tarafından alacağın miktar ve değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabileceği- Hakimin takdir alanına giren manevi tazminatın takdiri indirime tabi fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, cezai şart, sözleşmenin kalan süresine ait ücret gibi alacakların başlangıçta tam olarak ve tamamen belirlenmesinin mümkün olmadığı-