Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109/1. maddesine göre, talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği-
Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslahla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekeceği-
Mahkemece, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olsa bile kısmi dava açılabilmesi mümkün hale geldiğinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava edilen talep konusunun, niteliği itibariyle taraflar arasında tartışmalı olup, bölünebildiği dikkate alındığında, toplam tahakkuk miktarının sadece bir kısmının dava yolu ile ileri sürülmesinin mümkün olduğu, hal böyle olunca, mahkemece; davacının kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, davalı kurumun kaçak elektrik tutanağına istinaden 61.847,00 TL alacak talebinde bulunduğunu, 18 günlük tüketimin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.00 TL borçlu olmadığının tespitini isteyerek kısmi dava açmış olup, bu davayı açmakta hukuki yararı olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davanın alt işverenlere ihbarını istediği, davalı bakanlık asıl işveren olup İş Kanunu'nun 2. maddesine göre ödenmeyen işçilik alacaklarından alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, Bakanlığın, ödeyeceği işçilik alacağından dolayı davayı ihbar ettiği alt işverenlere rücu hakkı bulunduğu, davalının davayı ihbar talebi hakkında bir işlem yapılmaması usul ve yasaya aykırı olacağı- Davacı, dava dilekçesinde, belirsiz alacak davası açtığını belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi  ve yol ücreti ile ilgili olarak, talep miktalarını kısmi olarak belirlediği, daha sonra ıslah dilekçesiyle HMK mad.107 uyarınca kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret,  fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti hususlarında talep miktarını artırdığı, dava türünün, talep sonucuna göre belirleneceğinden, dava dilekçesi incelendiğinde taleplerin kısmi olması ve ıslahla artırılması karşısında davanın kısmi eda külli tespit davası olarak değerlendirilmesi gerektiği-  Faiz başlangıcına ilişkin olarak, kıdem tazminatına fesihten itibaren, diğer alacaklarda ise dava dilekçesinde istenen miktara dava tarihinden, ıslahta istenen miktara da ıslahtan itibaren faiz uygulanması gerektiğinden, davanın tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak nitelendirilerek kıdem tazminatı dışındaki alacaklara uygulanan faiz başlangıcı hakkındaki belirlemenin isabetsiz olduğu-
Kısmi olarak açılan davada, davacı vekilinin bilirkişi hesap raporundan sonra ıslah sureti ile alacakları arttırdığı ve davalı vekilinin ise ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunduğu, hüküm altına alınan fazla mesai çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının kısmi olarak istenen miktar dışlandığında kalan kısmında ıslah tarihine göre geriye beş yıllık süre dikkate alındığında bu süre dışında kalan miktarların zamanaşımına uğradığı, mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmadan ve bu konuda ek rapor alınmadan fazla mesai çalışmaları karşılığı ücretin hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğu-
Kısmi davadaki alacak miktarının belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmesi gerektiği, bakiye alacağının ise ondan sonraki süreyi kapsaması gerektiği, ilk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacağın, alacaklı lehine hüküm altına alınması gerektiği-
Kıdem tazminatı, ücret ile asgari geçim indirimi alacaklarının tahsili için açılan davada, davacının davanın kısmi olarak açıldığını aşamalarda beyan ettiği durumda; talep konusunun niteliği itibari ile bölünebilir olmasından dolayı sadece bir kısmının dava yolu ile ileri sürülmesinin mümkün olduğu ve kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu da gözetilerek işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davanın, "belirsiz alacak davası" türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiği, davacının bunu belirleyebildiği alacağın, belirsiz davaya konu edilemeyeceği, taraflar açısından hukuki yarar bulunmadığı- Belirli bir tür davanın veya belirli kişilerin açtığı davaların baştan belirli veya belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesinin zor olduğu-