Dava, mahkemenin de benimsediği üzere belirli alacak davası olup, HMK'nun 109'uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirli alacak davalarında kısmi dava açılamayacağından, bu konuda davacıya bir süre verilerek, davaya tam dava olarak devam edilmek üzere dava değeri açıklattırılarak ve harcı tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken herhangi bir süre verilmeden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar davacı tarafından kısmi dava açılmışsa da, taraflar arasındaki sözleşmede, talep edilen alacakların miktarının tespitine yarar kıstaslar ortaya konduğundan, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla da alacağın miktarı belirlendiğinden, alacağın belirlenmesinin mümkün olduğu, bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK.'nın 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekeceği-
Kısmi dava olarak önceden açılan ve kesinleşen hükme göre davacı şirketin talep edilen dönem için davalıdan toplam 23.101,20-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, huzurdaki davanın tarafları, konusu ve sebebinin aynı olduğu, ek dava niteliğinde açıldığı, ilk açılan kısmi davada taleple bağlı kalınarak 10.000-TL alacak üzerinden karar verildiği, davacının bakiye 13.101,20-TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin kesinleşen önceki hüküm uyarınca kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup,anılan önceki karar bu davada güçlü delil teşkil edeceğinden davalı yararına da vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Somut olayda alacak miktarı belli olduğundan kısmi dava açma imkanının olmadığı-
Kıdem tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi ve yıllık izin alacakları "belirsiz alacak davası"na konu olamayacağı, bu davanın açılması halinde, mahkemece "hukuki yarar yokluğu"ndan davanın reddinin gerektiği- İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde; ücretin miktarının, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirleneceği ve feshin kesinleştiği tarih itibariyle ücretin tespiti, emsal ücret araştırması yapılarak belirlendikten sonra, dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının hesaplanması gerektiği-
Davacıya tam dava açması, dava değerini belirlemesi ve harcını ikmal etmesi için kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı, dava dilekçesinde alacağın bir ksımına yönelik itirazın iptalini isteyerek ksımi dava açmış olduğundan mahkemece davacıya davasını tam dava olarak sürdürmesi ve toplam alacak üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması konusunda kesin süre verilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı, genel tarımsal krediler sözleşmesine dayalı olarak başlattığı icra takibinde davacıdan toplam 96.570,11 TL'nin tahsilini istediğinden, davacı yan ise iş bu davasında dava değerini 1.000 TL olarak gösterdiğinden, HMK'nun 109/2 maddesi uyarınca talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belli olduğundan somut olay bakımından kısmi dava açılamayacağı-
6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden sonra kısmi dava açılamayacağı, zira taraflar arasındaki sözleşmede, talep edilen alacakların miktarının tespitine yarar kıstaslar ortaya konduğundan, alacağın belirlenmesinin mümkün olduğu, bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK.'nun 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekeceği-
Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davanın kısmi dava olduğu bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olmasının ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekeceği-