Teslim tarihinin tam olarak belirlenmesi ve arsa sahiplerinin hak ettiği tazminat olup olmadığı ve miktarının ne kadar olacağının ancak bazı verilerin toplanması sonucunda yapılacak bilirkişi raporuyla ortaya çıkacağı, bu nedenle arsa sahiplerince istenebilecek kira tazminatlarının sözleşme kapsamına göre değerlendirilip belirlenebilir nitelikte olduğunu kabul etmenin doğru görülmediği, ayrıca kısmi dava yasağı getiren HMK. mad. 109/2 11.04.2015 tarihinde 6644 sayılı yasayla kaldırılmış olduğundan artık kısmi davada açılabileceği-
Trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatının kasko şirketinden istemi-
Kısmi olarak açılan davada hüküm altına alınan ilave tediye ücretinin kısmi olarak istenen miktarı dışlandığında kalan kısmında ıslah tarihine göre geriye beş yıllık süre dikkate alındığında bu süre dışında kalan miktarların zamanaşımına uğradığı-
Zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesinin mümkün olmadığı- Kısmi davada ise zamanaşımının yalnızca dava edilen kısım için kesileceği, henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam edeceği; ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsayacağından bakiye alacağın talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığının kabul edilmesi gerektiği- Kısmi davadaki alacak miktarının belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmesi, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsaması, ilk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra ise bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacağın, alacaklı lehine hüküm altına alınması gerektiği-
HMK. mad. 109/2 hükmüne göre kısmi dava açılması yasaklanmış iken bu maddenin 01.04.2015 tarih ve 6644 sayılı kanunla ilga edilmiş olup artık kısmi dava açma yasağının kalktığı- Usul hükümlerinin yayımlandığı anda yürürlüğe girdiği- Her ne kadar karar verildiğinde anılan usul hükmü yürürlükte ise de, henüz derdest olan eldeki davada da uygulanmasının dairenin yerleşmiş uygulaması olduğu-
Menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağı; mahkemece dava konusu bono bedeli üzerinden harcın tamamlattırılması gerekirken yatırılan eksik harç üzerinden yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu tartışmasız ve açıkça belirgin olduğundan kısmi dava açılamayacağı yönünde verilen hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasa ile 6100 sayılı HMK'nun 109/2. maddesi hükmü yürürlükten kaldırılmış olup, usul hükümleri, aksine bir düzenleme bulunmadıkça görülmekte olan davalara da uygulanacağından ve bu durumda kısmi dava açılabilmesine olanak sağlanmış olduğundan davanın esasına girilerek delillerin eksiksiz olarak toplanıp sonuca gidilmesi gerektiği-
Dosya kapsamından, davacının endüstriyel üretim yaptığı, atığının endüstriyel atık olduğu anlaşıldığı gibi, taraflar arasında düzenlenen, imzası inkâr edilmeyen bila tarihli “Taahhütname” başlıklı belge içeriğine göre, davacının davalıya borçlu olduğu ve yaptığı ödemelerin istirdadını gerektirir bir durum bulunmadığı nazara alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Belirsiz alacak davalarında ıslah müessesesi bulunmadığı- Belirsiz alacak davalarında sadece harcın yatırılması gerekli ve yeterli olduğu- Davacı tarafın davayı ıslah ederek iradesini kısmi dava olarak göstermiş olduğu-
Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerektiği- Elektrik faturasına istinaden kıyaslama yoluyla belirlenen tüketim miktarının doğru olmadığını ileri sürülerek açılan menfi tespit davasının kısmi dava şeklinde açılabileceği-