İcra mahkemesince (tetkik merciince) evrak üzerinde (duruşma yapılmadan) yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlığın çözümlendiği durumlarda, yargılamaya katılmamış olan ve dilekçe vermek gibi herhangi bir mesaisi (hukuki yardımı) gerçekleşmemiş olan avukat için, lehine karar verilen yararına avukatlı ücretine hükmedilemeyeceği–
«Kısa karar»la, «gerekçeli karar» arasında çelişki bulunması halinde -10.4.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. gereğince- çelişkinin giderilmesi için, eski kararla bağlı olmaksızın yeniden karar verilmesi için, icra mahkemesi kararının bozulması gerekeceği–
Taşınır mallara ilişkin istihkak davalarının; «davalının ikametgahının (yerleşim yerinin) bulunmadığı», «asıl icra takibinin yapıldığı», «haczi uygulayan icra dairesinin bulunduğu» veya «haczin uygulandığı yer ile eşyanın bulunduğu yerin farklı olması halinde, eşyanın bulunduğu» yerdeki icra mahkemesinde (tetkik merciinde) açılabileceği-
İcra mahkemesi kararları ‘kesin hüküm’ niteliğinde değil ise de kesinleşen bir kararın aynı konudaki diğer bir karara karşı ‘takip hukuku açısından’ ‘kesin hüküm’ sonucunu doğuracağına–
Borçlunun -«ödeme emri tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu-
HUMK. 76’ya (şimdi; HMK. 33'e) göre hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan, dilekçede «gecikmiş itiraz»dan bahsedilmiş olmasının, uyuşmazlığın «usulsüz tebligat nedenine dayalı şikayet» olarak algılanıp çözüme kavuşturulmasına engel teşkil etmeyeceği–