Herhangi bir belgedeki imza ve yazının inkar edilmesi halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince), grafoloji dalında uzman olan bilirkişiler vasıtasıyla yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında optik âletlerle, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yazı ve imza üzerinde inceleme yaptırılması gerekeceği–
«Yetkisizlik kararı» üzerine, HUMK. 193’de (şimdi; HMK. 20'de) öngörülen on günlük (şimdi; iki haftalık) sürede yetkili icra mahkemesine (tetkik merciine) başvurulmaması halinde «davanın açılmamış sayılmasına» karar verecek merciin, süreden sonra kendisine başvurulan icra mahkemesinin (tetkik merciinin) olduğu–
Takibe konu senetle ilgili olarak alacaklı hakkında ceza mahkemesinde açıldığı bildirilen «sahtekarlık davası»na ait dosyanın incelenerek; borçlunun kişisel hak bakımından ceza davasına müdahale ederek, senedin iptalini isteyip istemediği, ceza mahkemesince bilirkişi incelemesine ve tanık dinlenmesine karar verilip verilmediğinin araştırılarak, böyle bir kararın mevcut olması halinde, yürürlükten kalkmış olan 1086 s. HUMK. 317’ye göre, bu senet hakkında herhangi bir işlem yapılamayacağından, bu durumun «bekletici mesele» kabul edilip, «takibin durdurulmasına» karar verilmesi gerekeceği- (NOT: 6100 s. HMK. 209/1'de tamamen farklı bir düzenlemeyle "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" denilmiş olduğundan, hakkında sahtelik iddiasında bulunulmuş olan senetle ilgili takibin durması için sadece sahtelik iddiasında bulunulmasıyla o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.)
Borçlunun daha önce gönderilen «hesap kat ihtarı»na itiraz etmiş olması halinde, ipotek akit tablosundaki asıl alacak tutarı esas alınmak suretiyle, takip tarihi itibariyle istenebilecek faizli alacak tutarının, İİK. 150ı maddesi uyarınca bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi gerekeceği—
İcra mahkemesinin istihkak davaları sonucunda verdikleri kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği (ve bu nedenle, bu kararlara karşı «yargılamanın iadesi» yoluna başvurulabileceği)
Kural olarak teferruatın taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olduğu, İİK mad. 83/c uyarınca ipotek akit tablosunda sayılan teferruatın da bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olmadığı, bu maddenin uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de MK mad. 621'de tarif edilen şekilde teferruat niteliğini taşımasının zorunlu olduğu-