İnkar tazminatının «takip konusu alacak» (asıl alacak + faiz) üzerinden değil, sadece «asıl alacak» üzerinden hükmedileceği—
İcra takibine süresinde itiraz edilmesinden sora, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi veya borcu ödemesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi veya takip şekline göre, icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi hallerinin, tazminat isteminin reddini gerektirmeyeceği-
İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK. 9/II, c: 1’e (şimdi; HMK. 7/1'e) göre davalının (borçlunun) birden fazla olması halinde, bunlardan birinin ikametgahında takipte bulunabileceği, bu durumda diğer borçluların yetki tirazında bulunamayacakları—
Bononun bedelsiz kaldığına yönelik borçlu vekilinin borca itirazının reddedilmiş olması halinde -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca- talebi de bulunan alacaklı lehine % 40 tazminata hükmedilmesi gerekeceği—
Borcun esasına itirazda bulunmayıp «borcun muaccel olmadığı» iddiasında bulunan ve bu iddiasını kanıtlayan borçlu lehine -«alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu» kanıtlanmadıkça- inkar tazminatına hükmedilemeyeceği—
Keşideci borçlunun lehdar ve 2 cirantayı hasım göstererek açmış olduğu menfi tesbit davasında, lehdara karşı senet bedelinden borçlu olmadığına dair almış olduğu kararın, kötüniyeti tesbit edilemeyen takip alacaklısının keşideci hakkında takip yapmasını engellemeyeceği—
Borçlunun itirazı üzerine takip konusu kambiyo senedinin icra takibinden önce zamanaşımına uğramış olduğunun saptanması halinde, icra mahkemesince «-‘icranın geri bırakılmasına’ değil- takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği—