Gerek haczi engellemek amacıyla -ihtirazi kayıtla- borçlunun dosya borcunu ödemiş olması ve gerekse -takip durmadığı için- haciz yoluyla paranın dosyaya girmiş olmasının; -açıkça tirazda vazgeçilmiş olmadıkça- borca itiraz nedenlerinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği?
Borçlunun icra mahkemesine «borca itiraz»da bulunmasından sonra alacaklının icra takibinden feragat etmesi halinde mahkemece inkar tazminatı yönünde borçlunun itirazında haklı olup olmadığı araştırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından icra takibinde istenilmiş olan işlemiş faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edilmiş olması halinde, icra mahkemesince takip dayanağı bononun vade tarihinden takip tarihine kadarki dönem için -3095 s. Kanun’un 2/2. maddesinde öngörülen- avans faiz oranının Merkez Bankası’ndan sorularak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği—
Borçlunun sunduğu ödeme belgesi altındaki imzanın alacaklı tarafından inkar edilmesi halinde, icra mahkemesinin, «imzanın, alacaklıya ait olmadığını» -İİK. mad. 68a çerçevesinde- bilirkişi incelemesi yaptırarak araştırması gerekeceği—
Takip konusu senedin «teminat olarak» alacaklıya verilmiş olduğu»nun -borçlu tarafından yazılı belge ile- kanıtlanması halinde -senetteki alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektireceğinden- yapılan «kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin» -işin esasına girilmeden- İİK. 169/a-VI, c: 1 uyarınca «borca itiraz»ın kabul edilerek iptali gerekeceği ve bu kararla birlikte alacaklı aleyhine ayrıca -% 20 oranında- «tazminat»a hükmedilemeyeceği—
Senedin alacak miktarını gösteren kısmında tahrifat yapıldığının anlaşılması halinde senedin tahrif edilmeden önceki şeklinin geçerli olacağı ve icra mahkemesince, «takibin tümünün» değil «sahtelik yapılan kısmının» iptaline karar verilmesi gerekeceği—
Açık olarak düzenlenmiş senedin, daha sonra alacaklı tarafından «anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu» iddiasının iyiniyetli hâmillere karşı ileri sürülemeyeceği—
Borçlunun sunduğu «ödeme belgesi» altındaki imzanın alacaklı tarafından inkar edilmemiş olması fakat ‘takip konusu çeke ilişkin atıfların sonradan eklendiği’nin ileri sürülmüş olması halinde, icra mahkemesince ödeme belgesi aslı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği—
Alacaklı bankanın kredi sözleşmesine dayanarak yaptığı icra takibinden yaptığı icra takibinden ayrı olarak «tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla» kredi borcuna karşılık borçludan almış olduğu çekler için de takipte bulunabileceği—