İptâle tabi tasarrufun yapılmasından sonra taraflar boşanmış olsalar bile, karı koca arasındaki tasarrufun iptâline karar verilmesi gerekeceği–
Kamu (Vergi) İdaresi tarafından, kamu (vergi) alacağının tahakkukundan sonra ancak henüz alacak kesinleşmeden iptâl davası açılabileceği (ve bu durumda, vergi mahkemesinde vergi yükümlüsü "borçlu" tarafından açılan davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği)–
Davalı üçüncü kişinin (alıcının), tapuda -araba satışlarında; noter senedinde- gösterilen satış bedelinin üzerinde borçlu-satıcıya bir bedel ödediğini -yani; gerçek satış bedelinin, resmi sözleşmede gösterilen bedel olmadığını- iddia ve ispat edebileceği–
Tasarruf tarihine göre yerinde değer takdiri yapılmadan tapudaki değerler esas alınarak, satışın gerçek değerde olduğu kabul edilerek "davanın reddine" karar verilemeyeceği–
Haczin veya aciz belgesi verilmesinin kaynağını teşkil eden alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan iki yıllık süre içinde yapılan bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar geçersiz olmakla beraber, iki yıllık süre koşulu yanında alacaklardan en eskisinin tesis edildiği tarihin sınır kabul edilmesi koşulunun da aranması gerektiği-
Borçlu ile amcası ve ablası arasındaki satış işleminin "bağışlama" niteliğinde olup, iptale tâbi olduğu–
Kamu (vegi) borcunun doğumundan sonra, borçluya ait payı, borçludan, akit tablosunda gösterilen bedeli ödemeden geri almış olan üçüncü kişi hakkında açılan iptal davasının kabulü gerekeceği–
Bedeli borçlu tarafından ödenip tapu kaydı eşi adına oluşturulan taşınmaz hakkında açılan iptâl davasının kabulü gerekeceği-