"Borçlu" ile "üçüncü kişi" arasında yapılan satışta, edimler arasında "aşırı fark" (tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında bir misli ya da daha fazla fark) bulunması ve bu farkın (ya da; taşınmazın tasarruf tarihindeki, bilirkişilerce saptanan gerçek değerinin) ödendiğinin üçüncü kişi tarafından "yasal ve inandırıcı delillerle" kanıtlanamaması halinde, tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği–

Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davasıdır. Bu tür davalarda iddia kanıtlanırsa alacaklı İİK.nun 283. maddesinden yararlanarak tasarruf gayrimenkule ilişkinse kaydın tashihine gerek olmadan üçüncü kişi üzer ...
Aynı doğrultuda