İptâl tâbi tasarruf konusu taşınmazı (taşınırı) doğrudan borçludan satın almamış olan ve kötüniyeti isbat edilmemiş olan dördüncü kişi aleyhine iptâl davası açılamayacağı-
6138 sayılı Kanuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında "iptal kararı" verilebilmesi için, davacı idarenin kamu alacağının, "dava konusu tasarruftan önce" doğmuş olması gerekeceği–
Borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin "tapuda gösterilen" miktar dışında ayrıca diğer davalı borçluya ödemede bulunmuş olduğunu iddia ve isbat etmiş olmadıkça tapuda gösterilen satış bedeli ile taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş bir fark bulunması halinde- yapılan satış işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Borçlunun haczedilen mallarının borcunu karşılamaması halinde, mal beyanında «taşınır taşınmaz hiçbir mal bulunmadığını» belirtmiş olan borç-lunun bu beyanı karşısında haciz tutanağının «geçici aciz belgesi» niteliğini taşıyacağı—
Ödeme kabiliyetini kaybettiğini bildiği borçludan, taşınmazını gerçek değerinin altında satın alan üçüncü kişi aleyhine açılan iptal davasının kabulü gerekeceği-
Kamu alacağından dolayı -"enişte kayınbirader", "kardeş" gibi yakın akrabalar arasındaki- "bağışlama" hükmünde olan tasarrufların iptale tabi olabilmesi için, "ödeme süresinin başladığı tarihten geriye doğru iki sene içinde veya ödeme süresinin başlamasından sonra" yapılmış olması gerektiği–
İİK. 278/III-2 ile İİK. 280/I hükümlerinin uygulama alanları–
Davalı üçüncü kişinin (alıcının), tapuda -araba satışlarında; noter senedinde- gösterilen satış bedelinin üzerinde borçlu-satıcıya bir bedel ödediğini -yani; gerçek satış bedelinin, resmi sözleşmede gösterilen bedel olmadığını- iddia ve ispat edebileceği–
Üçüncü dereceye kadar hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olup, bâtıl sayıldığı–