Kamu alacağından dolayı -"enişte kayınbirader", "kardeş" gibi yakın akrabalar arasındaki- "bağışlama" hükmünde olan tasarrufların iptale tabi olabilmesi için, "ödeme süresinin başladığı tarihten geriye doğru iki sene içinde veya ödeme süresinin başlamasından sonra" yapılmış olması gerektiği–
İİK. 278/III-2 ile İİK. 280/I hükümlerinin uygulama alanları–
Davalı üçüncü kişinin (alıcının), tapuda -araba satışlarında; noter senedinde- gösterilen satış bedelinin üzerinde borçlu-satıcıya bir bedel ödediğini -yani; gerçek satış bedelinin, resmi sözleşmede gösterilen bedel olmadığını- iddia ve ispat edebileceği–
Üçüncü dereceye kadar hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olup, bâtıl sayıldığı–
İptâle tabi tasarrufun yapılmasından sonra taraflar boşanmış olsalar bile, karı koca arasındaki tasarrufun iptâline karar verilmesi gerekeceği–
Kamu (Vergi) İdaresi tarafından, kamu (vergi) alacağının tahakkukundan sonra ancak henüz alacak kesinleşmeden iptâl davası açılabileceği (ve bu durumda, vergi mahkemesinde vergi yükümlüsü "borçlu" tarafından açılan davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği)–
Tasarruf tarihine göre yerinde değer takdiri yapılmadan tapudaki değerler esas alınarak, satışın gerçek değerde olduğu kabul edilerek "davanın reddine" karar verilemeyeceği–
Haczin veya aciz belgesi verilmesinin kaynağını teşkil eden alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan iki yıllık süre içinde yapılan bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar geçersiz olmakla beraber, iki yıllık süre koşulu yanında alacaklardan en eskisinin tesis edildiği tarihin sınır kabul edilmesi koşulunun da aranması gerektiği-