Borçlunun halen sattığı taşınmazda oturmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması, davalının, borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK.'nin 280/1 maddesi gereğince iptale tabi bulunduğu- İİK.'nin 283/2 madde gereğince hakkındaki dava bedele dönüşen davalının, davacının dava konusu takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı dava konusu taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri ile faizsiz olarak nakden tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken tazminata elden çıkardığı tarihten itibaren faiz uygulanması doğru görülmediği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için, borçlu tarafından yapılmış bir tasarruf işleminin olması, bu tasarruf işleminin de davacı alacaklının alacağını tahsil etmesini engelleyici bir durumu oluşturması gerektiği, bir başka değişle bu tasarruf işlemi olmasaydı davacının alacağına kavuşma imkanın olması gerektiği-Karar gerekçesi yapılan İİK'nın 280/1.maddesine göre işlemin iptali için borçlunun mal kaçırma amacını onunla tasarrufta bulunan üçüncü kişinin bilmesi veya bilmesi lazım gelen kişilerden olması gerektiği- Ticari hayatta, tacirler arasındaki alacağın temlikinin, mutad ödeme araçlarından biri olduğu, dairenin yerleşmiş görüşlerinden olduğu-Bunun için tarafların temlikten önce ve sonrasında devam eden bir ticari ilişkisinin olması ve temliki gerektiren bir alacak- borç ilişkisinin bulunması gerektiği-
Kat Karşılığı İnşaat sözleşmelerinde, müteahhit sözleşme gereğince hak ettiği dairelerin, tapularını üzerine almadan, arsa maliklerinin müteahhidin nam ve hesabına dilediği kimselere tapuyu devretmesi günlük hayatta uygulanan bir yöntem olduğu-Müteahhitten alacaklı olan kimseler, alacağını tahsil edemediği takdirde bu şekilde arsa sahipleri tarafından müteahhide düşen dairelerin satışının iptalini istedikleri; ancak bunun için, müteahhidin devredilen bu daireleri hak ettiğinin ispatlanması gerektiği-
Satış tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın değerinin 175.000 TL olduğu, taşınmaz üzerinde ... lehine 250.000 TL'lik, ipotek bulunduğu, davalı alıcı ...'ın ipoteği bedeli olarak ... bankasına 152.480,00 TL ödediği, ayrıca taşınmaz üzerinde ... 24 İcra Dairesi'nin 2016/37171 esas sayılı dosyasından 23.000 TL'lik haciz bulunduğu, davalı ...'ın bu haczin kaldırılması için 32.500 TL ödemede bulunduğu, bu suretle davalı ...'ın 184.980,00 TL ödemede bulunduğu ve satışın gerçek bir satış olduğu davalı ...'ın diğer davalının durumunu bilebilecek kişilerden olduğu hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerektiği-Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
Haczin 25.03.2014 tarihinde yapıldığı dava konusu satışın ise 13.01.2012 tarihinde gerçekleştiği, İİK'nın 278/2. fıkrasındaki hacizden geriye doğru 2 yıllık süre geçmiş olması nedeni ile ivazlar arasında önemli oransızlık olduğundan satışın iptali gerektiği yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi kararı yerinde olmamakla birlikte, davalı üçüncü kişinin İİK'nın 280/1. maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun kanıtlanmış olmasına göre "davanın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Uyuşmazlığın; İİK.'nin 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilmesi için, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekeceği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması gerekeceği-
İİK'nın 279/2.maddesine göre mutad ödeme aracı olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü için gerekli İİK'nın 279/1.maddesindeki 1 yıllık sürenin geçmiş olması, dava konusu 130 Ada 79 Parselin 22.04.2016 tarihinde satıldığından İİK'nın 278/3-2.maddesine göre bedel farkı nedeniyle iptali için aynı maddenin 2.fıkrasındaki 2 yıllık sürenin de geçmiş olması nedeniyle mahkemenin bu maddelere dayalı olarak verdiği iptal gerekçesi yerinde olmamakla birlikte, davalı borçlu ve üçüncü kişi şirketin ...Süt Ürünleri A.Ş yetkilisi ve toptancıları olduğu, aralarında ticari ilişki bulunduğu anlaşıldığından, İİK'nın 280/1.maddesi gereğince davalı şirketin borçlunun mali durumunu bilebilecek durumda olduğu, dava konusu tasarrufların bu gerekçe ile iptali gerektiğinden sonuç itibari ile kararın yerinde olduğu-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...