Mahkemece yapılan yargılama sonucu; “genel kredi sözleşmesi süresiz olup davalının sözleşmede kefil olduğu, davacı bankaca sonradan kullandırılan kredinin bir kısmını ilk kullandırılan krediye aktarılarak geciken taksitlerin ödendiği ve böylece kredinin tasfiye edildiği, genel kredi sözleşmesinin iptal edilmesinin söz konusu olmadığı, davalının kefalet limiti ve kendi temerrüdünden sorumlu olduğu” gerekçesiyle “davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkâr tazminatı isteminin reddine” karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Faturanın davalı defterine kayıtlı olması, fatura içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle “faturanın ticari deftere sehven kaydedildiğini veya bedelinin ödendiğini” davalının ispatlaması gerekeceği-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “davacı tarafından düzenlenen irsaliyeli faturaların davalıya teslim edildiği faturalara itiraz edilmediği, TTK.’ nun 23/2 maddesi uyarınca faturaların içeriğinin doğru olduğu yönündeki karinenin aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı” gerekçeleri ile “davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline” karar verilmiş olmasında yasa ve usule aykırı bir yön bulunmadığı-
Aynı dava dilekçesinde hem itirazın iptali hem de alacağın tahsili istenemeyeceği, bu durumda mahkemece davacıya talep kısmı açıklattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar yönünden ret sebebi aynı olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 3/2 maddesi uyarınca aynı vekille temsil edilen davalılar yararına tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her bir davalı için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Dava konusu alacak davalı adına finansal kiralama bedeline dayanmakta olup bilinebilir, likit niteliktedir. Mahkemece bu yön ve icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, bu borcun bilinebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olmasının yeterli olması gözetilmeden, davacının icra inkâr tazminatı talebi konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takip ve dava konusu faturalar açık fatura olup, ispat yükünün “ödeme” savunmasında bulunan davalı üzerinde olacağı-
Mahkemece; “davacının takiplere konu kredi sözleşmesinde katılımı bulunmadığı ve aleyhine girişilen takipler nedeniyle menfi tespit davası açmakda hukuki yararı bulunduğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davaya konu üç ayrı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli biçimde takipler yapması nedeniyle asıl alacak tutarının %40’ ı oranındaki tazminatın davalıdan tahsiline” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-