İtirazın iptali davasında, davalı borçlu tarafından icra takibi sırasında gönderilen ödeme emrine İİK’ nun 62. maddesinde düzenlenen yedi günlük yasal sürede itiraz edilmiş olmasının, dava şartı olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece, ilama istinaden ilamlı takip yapılabileceği dikkate alınarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken ilamın menfi tespit ilamı olarak kabul edilip kesinleşmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacak genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, alacak miktarı likit(bilinebilir) mahiyette olduğundan, haksız itiraz nedeniyle İİK 67. maddesine göre, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalıların miras bırakanı vefat etmiş olup, kat ihtarı kefile tebliğ olunmadığından, davalı mirasçıların temerrüdü oluşmamıştır. Bu durumda davacının işlemiş temerrüt faizi talep edemeyeceği dikkate alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Uyuşmazlık konusu lastiklerin davalı-karşı davacıya teslimini kanıtlama yükümlülüğünün davacı-karşı davalıda olduğu gözetilerek, teslim belgesinde imzası bulunan kişinin, davalı-karşı davacı çalışanı olup olmadığının ilgili yerlerden sorularak, bu yön üzerinde yeterince durulup, karar yerinde tartışılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Takibe itiraz, süresinde yapılmadığı için, icra takibi kesinleşmiş olduğundan, davacı-alacaklının davalıya karşı itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Borçlu hakkında açılan davanın “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Karşılıklı edim yükleyen satım sözleşmesinde davacı satıcının edimi, satım konusu malı teslim etmektir. Teslimi kanıtlama yükümlülüğü davacı satıcıya aittir. Takip konusu faturaların ve teslim belgelerinin getirtilip, bu konuda davacı delileri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
İİK'nun karar tarihinde yürürlükte olan 67/2. maddesi içeriğine göre, takibinde haksız ve kötüniyetli görüldüğü takdirde alacaklının, %40' tan aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği, bunun için alacaklının takipte haksız çıkması yeterli olmayıp ayrıca kötüniyetli olmasının gerekeceği, kötüniyeti ispat yükünün de davalıya ait olduğu-
Takip talebinde alacaklı olarak “şahıs” gösterilmiş, ödeme emrinde ise alacaklı olarak “şirket” gösterilmiştir. İİK.’nun 60. maddesine göre ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Takip talebinde alacaklı olarak gözüken kişinin, ödeme emrinde alacaklı olarak gösterilmemesi anılan hükme aykırıdır. Mahkemece, usulüne uygun düzenlenmeyen ödeme emrine dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağı gözetilerek, davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-