Aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümlerin kesinleşmedikçe takibe konu edilemeyecekleri, ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümlerinin de aynı kurala tabi oldukları, ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmelerinin gerekli olmadığı-
Mahkemece toplanan delilere göre, davacı hesabından çekilen miktarlara ilişkin banka dekontları üzerindeki imzanın davacı eli mahsulü olmadığı, bir güven kuruluşu olan bankaların yaptıkları işlemlerde titiz davranmak zorunda olup davacı hesabından çekilen paralara ilişkin takliden alınan imzaların gerçekliği konusunda yeterli inceleme yapmadığı, bunun yanı sıra davalının BK. nun 55. maddesi gereğince ‘istihdam eden’ sıfatı ile sorumlu olduğu, somut olayda davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Ortak giderlerden kat malikinin payına düşecek gider ve avans payından ve gecikme tazminatından bağımsız bölümde kira akdine, oturma hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananların da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Takipten sonra ancak itirazın iptali davası açılmadan önce yapılmış ödemeler için, ayrıca işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve icra harcı yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı-
İİK’nun 67/2 nci madde hükmündeki düzenlemeye göre, borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiği, kooperatifin ödeyeceği çıkma payı alacağına ilişkin daha önce görülmüş bir dava bulunmasına ve kooperatifin, bu alacağı kayıtlarından hesap edebileceğine göre davalı kooperatifin borcun miktarını bilebilecek durumda olduğu, davalı kooperatifin, davacının faiz borcu bulunduğundan bahisle savunma yaptığı, bu durum karşısında, mahkemece takip konusu yapılan alacağın tüm unsurları ile önceden belirli, bilinebilir ve hesaplanabilir nitelikte olmasına göre, likit sayılması, davacı yararına İİK'nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kefiller arasında teselsülün düzenlendiği BK’ nun 448. maddesinin 2. fıkrasına (TBK.587) göre; kefiller, gerek asıl borçlu ile beraber ve gerekse kendi aralarında müteselsil olmayı kabul etmiş olmaları halinde, her birinin alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olup, ancak aksi kararlaştırılmamış ise diğerinin hisseleri için, onlara rücu hakkına sahip olacakları-
Dava, İİK.’ nun 67. maddesi gereğince faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı taraf takip dosyasında yasal süresi içinde sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, mahkemece davalı tarafın itirazı kabul edilerek, takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Oysa davalı taraf cevap dilekçesinde “takip konusu faturaların yanlar arasındaki krom madeni satışından kaynaklandığını” ileri sürmüş olup, bu durumda akdi ilişkiyi kabul etmiştir. O halde, İİK.’ nun 50. maddesi delaletiyle HUMK.’ nun 10 ve BK.’ nun 73. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı-alacaklının ikametgâhının bulunduğu yer icra daireleri takipte yetkili olacağından, mahkemece “takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-