İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması durumunda, İİK. nun 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Zira bu yön itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Somut olayda icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olduğu halde, mahkemece icra dairesine yönelik yetki itirazı incelenmeden, mahkemenin yetkisi yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Dava konusu alacak mal satışı nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklanmakta olup, likit (muayyen) nitelikte olduğundan, itirazında haksız çıkan davalı aleyhine, İİK’ nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davanın, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu aidat alacağı ve faiz oranları genel kurul kararlarına dayanmakta olup, miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu, mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre, davacı yararına İİK 67/2. maddesi uyarınca icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava konusu çeklerin ibraz tarihinde yürürlükte bulunan 5941 sayılı Çek Kanununun 8/4 maddesine göre; takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, üçüncü maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmi ödeme yapılamaz. Dava konusu çeklerin muhatap bankadan başka bankalara ibraz edildiği anlaşıldığından anılan yasa hükmü gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 6/son maddesi “Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için 10. maddede belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmi ödeme yapılmaz...” hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeden, aksine düşüncelerle yazılı şekilde “kısmi ödeme”ye hükmedilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Takip borçlusunun, alacaklının itirazın iptali davası açabileceği ya da itirazın kaldırılmasını isteyebileceği süreleri beklemek yerine, alacaklı İİK 68. maddedeki belgelere dayanmış olsa da olmasa da takip nedeniyle oluşan belirsizliği gidermek için açtığı menfi tespit davasında hukuki yararının olacağı-