Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece öncelikle davalı defterinin ibrazı için çıkartılan davetiyenin tebliği usulsüz olduğu ve TTK.’ nun 86. maddesindeki meşruhatın yazılması davacı defterinin lehine kanıt teşkil etmesinin mümkün bulunmaması sebebiyle doğru olmadığı ve hukuki sonuç doğurmayacağından, davalıya defterini ibraz etmek üzere usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ ettirilip ibrazı halinde konusunda uzman mali müşavir bilirkişi marifetiyle kayıt ve defterler üzerinde inceleme yaptırılması, davalının defterlerini ibrazdan kaçınması ya da davacının iddiasını doğrular kayıt bulunmaması halinde, sözleşme konusu eserin bulunduğu mahalde konusunda uzman teknik bilirkişi incelemesi yaptırılarak sözleşme konusu ve fatura içeriği işlerin yapılıp yapılmadığı ve davacı yüklenicinin faturada yazılı iş bedelini hak kazanıp kazanmadığı hususunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi ve bu halde alacağın varlığı ile miktarı yargılama sonucu belirlenmiş olacağı ve likit sayılamayacağından davalının icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulamayacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Peşin bedelli veya normal statüde ortak olunup olunmadığının belirlenmesi istemine ilişkin bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan (üyeliğinin türünde çekişme bulunan) işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın itirazlarını giderecek şekilde ek rapor alınması ve davalının kredi faizlerine arttırım uygulamasının Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7.maddesi hükmü de gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Davalı bankanın ödemelere rağmen ödenen meblağ yönünden takibe davam etmesi halinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararının var olduğunun kabul edilebileceği-
Sözleşmelerde maktu olarak belirtilen miktarların tesbiti yargılamayı gerektirmediğinden likit olup, bu durumda hükmedilen erken fesih tazminatları üzerinden de inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının kooperatife ödediği aidat tutarları ve hissesine isabet eden genel gider miktarı, davalı kooperatif yönünden hesaplanabilir yani likit nitelikte olduğundan, İİK'nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-