Dava icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bu tür davalarda davacı taraf “takibe konu alacağın dayanağı olan işin yapıldığını/hizmetin verildiğini/malın teslimini” kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda davacı taraf faturaya dayanmış olup, herhangi bir teslim belgesi sunmamıştır. Fatura tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamaz. Dava konusu faturaların davalının ticari defterinde kayıtlı olup olmadığının anlaşılamadığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Mahkemece davalı yanın davayı inkâr ettiği, mal tesliminin tanık dinlenmesi suretiyle kanıtlanamayacağı ve davacı yanın yemin deliline dayanmadığı göz önünde bulundurularak, bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Borçlar Kanunun 88. maddesinin son cümlesine göre, kural olarak, belge borçluya geri verildiğinde borç sakıt olmuş olur. Diğer bir deyimle borç belgesinin borçluya geri verilmesi borcun ödendiğinin karinesi sayılır. Bu durumda; davacının ilk takibinde ve ihtiyati haciz isteminde 3.200.00 TL. için istemde bulunduğu, bononun davalı elinde bulunmasının ifanın karinesi olduğu dikkate alınarak davacının bonodan dolayı bakiye bir alacağı bulunduğunu kanıtlaması gerektiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yanılgılı şekilde karar verilmiş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takip konusu çek zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımına uğrayan çek temel ilişki bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda çeke dayanan alacaklı çekten dolayı alacaklı olduğunun tanık dâhil her türlü delille ispat edebilir. Davacı da fatura ve sevk irsaliyesi, sunmuş, ayrıca tanık dinletmiştir. Davalı vekili, duruşmada takip ve dava konusu çekin davacıdan alınması düşünülen mal için verildiğini, ancak daha sonra malların teslim edilmediğini beyan etmiştir. Mahkemece zamanaşımına uğrayan çek, tanık beyanı, fatura ve sevk irsaliyesi ile davalı vekilinin beyanı birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar oluşturulması gerekirken, yazılı gerekçe ile ve başka delillerle iddianın ispat edilemediği belirtilmeden, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak yemine göre hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece verilen kararların gerekçesiz yazılması, usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozmayı gerektireceği-
Davacı tarafından dava konusu çek, davalı bankaya tahsil cirosu ile verilmiştir. Tahsil cirosunda çeki tahsil için veren kişi ile banka arasındaki ilişki vekâlet ilişkisi olup, vekil, vekâlet görevini yerine getirirken, gerekli dikkat ve özeni göstermelidir. Davalı bankanın tayin ettiği kargo şirketinin çeki kaybetmesi nedeniyle doğan borçtan davalı banka, davacıya karşı sorumludur. Dava, konusuz kalsa bile, takip ve dava tarihi itibarıyla haklılık durumu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Dava konusu ortak gider alacağı olup belirli ve hesap edilebilir durumda ve likit nitelikte olduğundan İcra İflas Yasası'nın 67. maddesi uyarınca icra tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece alacağın likit olmadığı gerekçesi ile bu konudaki istemin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davalının kapanış tasdiki olmayan defterindeki kayıtları aleyhine delil teşkil edecek ise de, bilirkişi raporunda davalı defterinde bulunan borcun 18.000.00 TL., davacı defterinde ise alacağın 20.000.00 TL. olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Mahkemece, davalı defterinde yazılı miktarın aleyhine delil teşkil edeceğinden, bu tutar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davalı defterinde kayıtlı tutar ile davacı defterinde kayıtlı miktar arasındaki fark bakımından davacının alacaklı olduğunu, bir başka deyişle fark karşılığı malın da davalıya teslim edildiğinin davacı yanca kanıtlanması gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, icra takip tarihi itibarıyla yıllık avans faiz oranının %16 oranında olduğu göz önüne alınmaksızın, takip talebinde istenen %19 avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmesi de bozmayı gerektireceği-