Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
Davalı vekilinin cevap süresi içerisinde süre uzatım talep ettiği, mahkemece “cevap süresinin ilk duruşma gününe kadar uzatılmasına” karar verildiği görülmektedir. Mahkemece verilen süre ilk duruşma günü, duruşma saatini ifade eder. Davalı vekilinin duruşma yapıldıktan sonra verdiği cevap dilekçesi ile yaptığı yetki itirazının süresinde olmaması nedeniyle reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacı tarafın ibraz ettiği faturaların “kapalı fatura” olarak düzenlendiği, faturaların kapalı olmasının ticari teamül gereği bedelin ödenmiş olduğuna karine teşkil edeceği, bu karinenin aksini iddia eden davacının “borcun ödenmediği” yolundaki iddiasını ispatla yükümlü olacağı-
HMK'nun 222/5. maddesi uyarınca bir taraf, münhasıran diğer tarafın ticari defterlerindeki kaydı kabul edeceğini bildirerek onun defterlerini ibraz etmesini isterse, karşı taraf da ticari defterlerini mahkemeye ibrazdan kaçınırsa, ticari defterlerin ibrazını talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Zamanaşımına uğrayan bono temel ilişki yönünden “delil başlangıcı” niteliğindedir. Bu durumda zamanaşımına uğrayan bonoya dayanarak alacak talep eden kişi, temel ilişkinin varlığını ve bu ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu ispat etmelidir. Davacı, dava dilekçesinde “alacaklı olduğunu” ileri sürmüşse de, temel ilişkiyi açıklamamıştır. Bu durumda mahkemece,6100 sayılı HMK’ nun 31. maddesi uyarınca temel ilişki açıklattırıldıktan sonra, tarafların temel ilişki nedeniyle gösterdiği deliller değerlendirilip, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için, çek asıllarının davacı yanca bankaya ibrazı gerekmektedir. Davacının bu usulü yerine getirmediği, ödeme yapılması için davalı bankaya sözlü başvurunun yeterli olmadığı, başvurunun yazılı olarak ispatlanması durumunda bankanın ödeme yükümlülüğünün doğacağı, davacının çek asıllarını davalı muhatap bankaya teslim etmeyerek doğrudan icra takibi başlatmasının doğru olmadığı-
Kural olarak keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden doğan şahsi def’iler ciro yolu ile senede hamil olan iyi niyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemez ise de, dava konusu olayda davacı, senet lehtarının oğlu olup, babası ile davalı arasındaki harici oto satış sözleşmesini ve geçersiz olan bu sözleşme nedeniyle senetlerin iadesi gerektiğini bilebilecek durumda bulunduğundan, iyi niyetli hamil olduğunun kabul edilemeyeceği-