İİK.’nun 67/1’deki bir yıllık süre geçtikten sonra “itirazın iptali ve alacağın tahsili” istemiyle açılan davaya “usul ekonomisi” gerekçesiyle “tahsil (alacak) davası” olarak bakılamayacağı-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda % 40 (şimdi; %20) tazminata yabancı para üzerinden değil takip konusu yabancı paranın takip tarihindeki -döviz satış kuruna göre- Türk parası karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekeceği–
Kural olarak davalarda haklılık durumunun «dava tarihi itibariyle» tesbiti gerekirse de itirazın iptali davalarında haklılık durumunun «takip tarihi itibariyle» belirlenmesi gerekeceği–
HUMK. 237/II (şimdi; HMK. 303/1) uyarınca kesin hükmün ancak davanın taraflarının konusunun ve sebebinin aynı olması halinde mümkün olacağı–
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 61. maddesinden kaynaklanan faiz alacağı
Davacının faksından çıkan belge ile ödeme savunmasının isbatlanmış olması halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği–
Karar ve ilam harcı tam olarak ödenmeden ilamın tebliğe çıkarılmış olması halinde temyiz isteminin tahsili gereken harç tamamlandıktan sonra kabul edilmesi gerekeceği–
Aynı kredi sözleşmesine dayanılarak, aynı kredi borcu için, borçlular hakkında yapılan tek bir icra takibine borçluların itirazı üzerine, ayrı ayrı itirazın iptali davası açılması ve bunların birleştirilerek sonuçlandırılması halinde, mahkemece bir kez icra inkâr tazminatına hükmedilebileceği (her davadan, her borçlu aleyhine ayrı ayrı icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği)–
İtirazın iptali davasının «maktu» değil «nisbi» karar ve ilam harcına bağlı olduğu–