Alacaklının icra takibinde kötüniyetli olduğu iddia ve kanıtlanmadıkça, itirazın iptali davası sonucunda, alacaklı aleyhine «kötüniyet tazminatı»na hükmedilemeyeceği–
Kiracıyı korumak amacıyla çıkarılmış bulunan 6570 sayılı Kanunun 16. maddesinde «taşınmazda oturma süresince kira parasından başka her ne nam altında olursa olsun kiracıdan kira parası dışında bir para istenemeyeceği» öngörülmüş olduğundan, kiracının sözleşmede ödemeyi kabul ettiği cezai şartın anılan kanunun emredici hükümlerine aykırı olması nedeniyle geçerli olmayacağı–
Davacı, dava dilekçesinde «her türlü kanıt» demek suretiyle yemin kanıtına da dayanmış olacağından, mahkemece iddiası konusunda davalıya yemin teklifinde bulunma hakkı olduğunun hatırlatılması gerekeceği–
Yetkililerinden birisinin imzası ile düzenlenen bononun davacı kooperatifi bağlamayacağı ve senet metninden kaynaklanan ve senedin geçerliliğine etkili bulunan hususların her hamile karşı ileri sürülebileceği–
Mahkemece itirazın iptali davası sonucunda davalı tarafından istenildiği halde «kötüniyet tazminatı» hakkında bir karar verilmemiş olmasının HUMK. 388/2’ye (şimdi; HMK. 297/2'ye) aykırı olduğu–
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–