Mahkemece itirazın iptali davası sonucunda davalı tarafından istenildiği halde «kötüniyet tazminatı» hakkında bir karar verilmemiş olmasının HUMK. 388/2’ye (şimdi; HMK. 297/2'ye) aykırı olduğu–
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
Vasıflı ikrarın ikrar eden aleyhine delil teşkil etmediği, bir başka deyişle vasıflı ikrarda isbat yükünün, olayı ileri süren davacıda olduğu, gerekçeli olarak inkâr eden davalıda olmadığı–
Alacaklının takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu peşin harcın, alacaklı-davacının talep etmesi halinde, itirazın iptali davası harcına mahsubu gerekeceği–
Asıl borçluya ihtarname tebliğ edilmişse temerrüt tarihine kadar asıl alacağa akdi faiz yürütülmek suretiyle temerrüt tarihi itibariyle banka alacağının belirlenmesi ve bu tarihten sonra sözleşmede öngörülen oranda temerrüt faizi yürütülmesi gerekeceği–
Karar düzeltme yolu açık olan işlerde, Yargıtayca karar bozulmuş ise, bozma ilamının taraflara tebliğinin ve karar düzeltme süresinin beklenmesinin gerekeceği, bu usuli işlemler tamamlanmadan duruşma açılamayacağı ve karar verilemeyeceği-
Bir güven müessesesi olan bankaların, kendilerini temsil yetkisi verdiği ticari mümessil niteliğini taşıyan kişilerin bankacılık sahasındaki eylem ve tasav- vuflarından müşterilerine karşı sorumlu tutulmasının BK’nun 449 vd. maddeleri gereği olduğu–
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe karşı ileri sürülen itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davasında, dava devam ederken davalı borçlunun iflas etmesi halinde davanın iflas masasına karşı devam edeceği, İİK. 194’ün uygulama alanı bulmayacağı–