6100 sayılı HMK'nun 389. maddesinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, devamı maddelere göre ayrıca yaklaşık ispatın aranması, tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunmasının zorunlu olmaması, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olmasının yeterli oluşu, ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekliliği, taraflar arasındaki hak ve adalet dengesi birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nun 389, 391/son ve 394. maddeleri karşısında kesilen maaşın ödenmemesine ilişkin tedbir talebinin hukuki ve fiili dayanakları bulunduğundan ve mahkemece 'ihtiyati tedbir talebinin kabulüne' karar verildiğinden, davacının 'ihtiyati haczin kaldırılmasına itiraz' talebinin İİK.nun 257-268 maddelerindeki düzenlemeye göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, davalı alacaklının borcunun bulunmaması ve yine ölçülülük ilkesine göre dosya içeriğine göre tedbir kararı verilmiş olmakla da, ihtiyati haczin kaldırılmış olmasının dosya içeriğine uygun olmakla davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddi gerektiği-
İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haczin İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş olduğu; bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması beklenmeyeceği; ileri sürülüş biçimine ve delil durumuna göre, yaklaşık ispat durumunda ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksamamak gerektiği- İİK.nun 281/2 maddesi uyarınca davanın tazminata dönüşmesi nedeniyle davalılar yönünden bu kişilerin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmemesinin hatalı olduğu-
İİK'in 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesi yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiş olduğu- Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamakta olduğu; davanın konusunun tasarruflara konu taşınır ya da taşınmazlar olmadığı; bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmediği, bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşmasının hedeflendiği, yani bu davaların konusunun da para alacakları olduğu; bundan dolayıdır ki İİK'nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüş olduğu, buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği, ihtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmadığı zira bunu beklemenin dava ile elde edilecek sonuçların gerçekleşmesine engel teşkil ettiği, İİK'nın 257 ve izleyen maddelerindeki genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak burada teminat alınmasının da zorunlu olmadığı, teminat alınıp alınmayacağını da mahkemenin takdir edeceği, davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı 3. kişinin malvarlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği; teminatın lüzum ve miktarının mahkemece tayin ve takdir olunacağı-
Mahkemenin, dosya kapsamına uygun gerekçesi ve takdirine, ihtiyati haczin İİK.m.281/2 ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, ihtiyati haczin tasarruf konusu taşınmazlar üzerine konulmuş olmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmemesine, dosyada bir kısım delillerin bulunması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verileceği konusunda bir duraksama bulunmadığına, İİK 281/2 maddesi uyarınca verilen ihtiyati haczin iradi devir ve temlikleri önlemeyeceği-
Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının dava dilekçesindeki 'tasarrufun konusunu oluşturan taşınmazın 3. kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesi' şeklindeki talebinin davanın mahiyeti gereği İİK'nın 281/2. maddesinde düzenlenen bir talep olduğu dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, talebin sadece 'ihtiyati tedbir' olarak nitelendirilerek, reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazların yerinde görüldüğü-
İİK'nın 281/2 maddesine göre, hakimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği- İlk Derece Mahkemesince davanın niteliği, mevcut delil durumu dikkate alınarak ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam bir ispat koşulu da aranmadığından, İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, açıklanan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemenin, dosya kapsamına uygun gerekçesi ve takdirine, ihtiyati haczin İİK.m.281/2 ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, ihtiyati haczin tasarruf konusu taşınmazlar üzerine konulmuş olmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmemesine, dosyada bir kısım delillerin bulunması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verileceği konusunda bir duraksama bulunmadığına, İİK 281/2 maddesi uyarınca verilen ihtiyati haczin iradi devir ve temlikleri önlemeyeceğinin açık olmasına, buna ilişkin maddi hatanın mahkemesince her zaman düzeltilebileceğine göre; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davasında, ihtiyati haciz talebi üzerine İİK'nın 281/2.maddesine göre, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebileceği; teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağı- İİK'nın 281/2.maddesinin 2.cümlesi ile de aleyhlerine nakden tazmin talep edilenler yönünden, teminatsız ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Davacı tarafından dosyaya sunulan mükellef borç listesine göre, dava konusu alacağın 2005-2008 vergilendirme dönemine ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin bir kısmının ilanen tebliğ edildiği, bir kısmının da 18.11.2014'de tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece konusunda uzman bilirkişiden, tasarruf tarihi itibari ile (24.04.2012) doğmuş vergi borcunun da tespiti yapılarak, tasarruf tarihi itibari ile doğmuş olan vergi aslı ve fer'ileri üzerinden iptal kararı verilmesi gerekirken güncel vergi borcu ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesi yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Dava konusu gayrimenkul tasarrufa konu 3/32 hisse olmasına rağmen mahkemece hisse belirtilmeksizin iptale karar verilmesinin doğru olmadığı- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu; diğer bir anlatımla ihtiyati haczin, devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması olduğu- Mahkemece dosya kapsamı uygun olarak İİK 281/2 maddesi gereğince dava konusu yapılan taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmuş olup, davalının haklarının korunması amacıyla teminat da alındığından davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen hususlar yerinde görülmediğinden istinaf isteminin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince reddinin gerektiği-