Somut olayda İlk Derece Mahkemesi 25.12.2020 tarihli tensip ara kararı ile "mevcut dosya kapsamına göre İİK 281/2 maddesi uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine" karar vermiş ise de ara kararın bir gerekçe içermediği, gerekçeyi açıklayan bir ara karar da oluşturulmadığı anlaşılmaktadır- İstinaf denetiminin yapılabilmesi için istinaf konusu edilen ara kararın gerekçeli olması gerekir- Bu durumda, Anayasanın 141/3 ve HMK'nın 297/1-c maddesine uygun bir ara kararı bulunmadığından, istinaf denetim ve incelemesi yapılması da mümkün olamamıştır- Bu itibarla mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İİK'nın 281/II maddesi çerçevesinde ele alınıp taraflarca sunulan deliller ve yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği de göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve gerekçe içeren ara karar oluşturulması gerektiğinden, ara kararına karşı istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir-
Davalının istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri, davanın esasına ilişkin olup mahkemece yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirme yapılarak, İİK'nun 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, davalı vekillerinin itirazı üzerine açıklanan gerekçe ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemi- Bu tür davalarda mahkemece, taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT ye göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava tarihindeki değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takibe konu alacak miktarı ile iptali istenilen tasarruf bedelinden hangisi az ise o bedelin oluşturacağı-
Tasarrufun iptali davalarda mahkemece, taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT ye göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava tarihindeki değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemi- Takibe konu alacak miktarı ile iptali istenilen tassaruf bedelinden hangisi az ise o bedel oluşturmakta olduğu- Somut olayda takip konusu alacak 1.302.943,24 TL olup, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın satış tarihindeki değerinin 57.000,00 TL olmasına göre mahkemece, taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT ye göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 120.000,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Talep; 281/2. maddesi uyarınca açılması muhtemel tasarrufun iptali davasından önce bu davaya esas olmak üzere istenilen İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz istemine ilişkin olup yerel mahkemece İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz istemi reddedilmiş, redde yönelik olarak ise talep eden vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulduğu; somut olayda davacının ihtiyati haciz istemi İİK'nun 281/2 maddesine dayalı olup, davacının ihtiyati haciz konulması istemi yerel mahkemece "...İİK'nin 281/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz açılmış ve devam eden bir dava sırasında talep edilebilecek geçici hukuki koruma tedbiri olup dava açılmadan bu madde uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır. "gerekçesi ile reddedilmiş ise de; tasarrufun iptali davası öncesinde ihtiyati haciz istemini yasaklayan bir hüküm bulunmadığı-
İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemi- Bu tür davalarda mahkemece, taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT ye göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava tarihindeki değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-