İİK'nın 281'inci maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüş olduğu; buna göre anılan davada uygulanması gereken İİK.'nın 281/2. maddesi uyarınca, hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği; şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Dava konusu gayrimenkulün satış bedeli ile gerçek değeri arasında misli aşan fark olsa da, davalı üçüncü kişi tarafından davalı borçlunun hesabına daire bedeli açıklaması ile banka kanalı ile gönderilen tutar değerlendirildiğinde, bedel farkının da olmadığı anlaşıldığından tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- 6183 s. K. uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
Talebin tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara vaki istinaf başvurusu olduğu; bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verildiği; bu itibarla 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesi yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiş olduğu; ilk derece mahkemesince, dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve tapu kayıtları dikkate alındığında 'ihtiyati haczin kabulüne' karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyati haczin, nitelikçe geçici bir hukuki koruma tedbiri olduğu- Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacının, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmak olduğu- Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerektiği- Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirdiği (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33)- İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerektiği-
'İhtiyati haciz'in asıl olarak İİK'nun 257 - 268. maddeleri arasında düzenlenmiş olduğu; tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise İİK'nun 281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmış olduğu; buna göre, hakimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği- Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunacağı, bu düzenlemede ihtiyati haciz için aranması gereken bazı koşulların tasarrufun iptali davalarına özgü olarak yumuşatılmış olduğu; örneğin İİK'nın 259. maddesine göre ihtiyati hacizlerde teminat yatırılmasının mecburi olduğu, sadece alacak bir ilama müstenit ya da ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenit ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir ettiği, oysaki İİK'nın 281/2 madde ve fıkrasında böyle bir koşul aranmaksızın teminat alınmadan da ihtiyati haciz kararı verilebildiği-
Harç kamu düzenine ilişkin olup usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnalarından birini oluşturmakla birlikte, davanın kabulü halinde davalılar aleyhine tek bir harca hükmedilmesi, ancak aralarında oranlama yapılması gerekirken her bir davalı yönünden ayrı ayrı harca hükmedilmesinin isabetli olmadığı, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediği-
Dava dava şartı yokluğundan ret edildiği ve ret sebebi ortak olduğundan AAÜT’nin 7/2. maddesi gereğince tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği- Dava alacağın gerçek olmadığı dolayısı ile ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Somut olayda davacının ihtiyati haciz istemi İİK'nun 281/2 maddesine dayalı olup, davacının ihtiyati haciz konulması istemi yerel mahkemece '... Dava konusunun para borcu olmaması nedeniyle ihtiyati hacze karar verilmesi mümkün değildir. Yine Hukuk Mahkemeleri Kanunun 26. maddesinde düzenlenen "Taleple Bağlılık İlkesi" nazara alındığında, talep edilen geçici hukuki koruma tedbirinin koşulları bulunmaması halinde, diğer geçici hukuki koruma tedbirlerinin koşulları tartışılmadan talebin reddi gerektiğinden' gerekçesi ile reddedilmiş ise de; tasarrufun iptali davalarında İİY.nın 281/2. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararın verilebilmesi mümkün olup 'ortada para alacağı bulunmadığı' gerekçesi ile talebin reddi yasaya aykırı olduğu, incelemeye konu talebin nevi ve niteliği ile dosya kapsamı gözetildiğinde, ihtiyati haciz verilmemesi halinde, hakkın elde edilmesinin talep eden açısından önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, bu durumda ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ... tarih, ... esas sayılı 'ihtiyati haciz talebinin reddine' yönelik ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz isteyen vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
İİK.'nun 283. maddesine göre, mahkemece dava konusu taşınmazın davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya ........ İcra Müdürlüğünün .......... sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalıların taşınmazlarını farklı kişilere devrettiği anlaşıldığından, her bir tasarruf için satış tarihindeki gerçek değerler ile icra takibindeki alacak (şayet aciz belgesi var ise bu belgedeki) miktarı nazara alınarak ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilip davalıların sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken davalıların tek vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinden sorumlu tutulması da doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlıkların giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-