Tasarrufun iptali davalarında 'ihtiyati tedbir' talebinde bulunulsa dahi bu istemin 'ihtiyati haciz' talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekeceği; hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki talebinin ihtiyati haciz istemi olduğu kabul edilerek karar verilmesi yerinde olmuş, buna karşın davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini de ayrı bir talep olarak değerlendirerek bu talebi için de karar verilmesini istemesinde usul ve yasaya uyarlık bulunmadığı- İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan, yaklaşık ispatın varlığının yeterli olduğu hallerde verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu; diğer bir anlatımla ihtiyati haczin 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu, buna göre dava dilekçesinde yer alan bilgiler, icra takip dosyası ve halihazırdaki dosya kapsamında, davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi yerinde olmamış, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve HMK'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmekte olup, yeniden esas hakkında karar vermenin öncelikli sonucu olarak ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılması gerektiği-
İhtiyati haciz verilmemesi halinde hakkın elde edilmesi talep eden açısından önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden, teminat karşılığında dava konusu taşınmazın ihtiyati haczine karar verilmesi gerektiği- Dava değerinin %15'i oranında nakdi teminat tutarı veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubu karşılığında, dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulması gerektiği-
İhtiyati haciz kararlarının, esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu, diğer bir anlatımla ihtiyati haczin, 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu- İhtiyati haciz isteminin kabulü için davada aranan tüm şartların oluşmasının beklenmesi, ihtiyati haczin amacına aykırı olacak ve davacının bu davadan elde edeceği sonucu engelleyebileceği; dosya incelendiğinde, alacağın varlığına dayandırılan senet fotokopileri dışında borçlular aleyhinde başlatılan icra takip dosyasının dosya içerisinde bulunmadığı, mahkemece dava dilekçesine ekli senetler dışında icra takibine ilişkin herhangi bir delil bulunmadan ihtiyati haciz kararı verildiği, bu durumda mahkemece, davanın konusuna göre yaklaşık ispat kuralını uygulayacak herhangi bir bilgi, belge bulunmadan ve araştırılmadan karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- Bu nedenle davaya dayanak yapılan icra takip dosyasının, devre ilişkin resmi senet örneklerinin dosyaya kazandırılması ve yukarıda açıklandığı şekilde davanın konusuna göre, tasarrufun iptali davasının koşulları da tartışılarak ihtiyati haciz konusunda yeniden değerlendirilme yapılmasının isabetli olacağı-
Davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek esastan bozulması halinde, dosyadan (İİK. mad. 281/II gereğince) verilen ihtiyati haczin, davalı tarafından kaldırılması talebinin, mahkemece reddine dair verilen kararların incelenmesinin Yargıtay’ın görevi olduğu, bu dosya ile ilgili Bölge Adliye Mahkemelerince verilen tüm kararların yok hükmünde olduğu- İhtiyati haciz kararı ile amaçlanan davacı alacaklının alacağının zayi olmasını engellemek olduğuna göre, davalının teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması talebinin değerlendirilmesi gerektiği-
Davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişinin ve bunlar tarafından devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gerektiği, borçlu ile 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup bunlar hakkında tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacı lehine ....... TL miktar ve bunun fer'ilerine hükmedilmesine rağmen asıl alacağı geçecek şekilde davalılar aleyhine 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi de bozma nedeni ise de; bu yöndeki yanılgının giderilmesinin de yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte bulunmadığı-
İhtiyati haciz talebi bakımından yapılan değerlendirmede, muvazaa nedeniyle iptal ile tasarrufun iptaline ilişkin davalarda geçici hukuki koruma yolu olarak sadece ihtiyati haciz talep edilebileceğinin benimsendiği, tasarrufa konu taşınmazın mal kaçırma kastı ile kardeşe satıldığı iddiasıyla eldeki davanın açıldığı ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmediği, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların ispatlanmasının beklenemeyeceği; bu nedenlerle mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığı-
İİK'nın 281/2.maddesine göre, hakimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği; teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağı- Dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi ara kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri davanın esasına ilişkin olup mahkemece yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirme yapılarak İİK'nın 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, davalılar vekillerinin itirazı üzerine ... tarihli ara karar ile 'ihtiyati hacze itirazın reddine' karar verilmesinde dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
İhtiyati haczin asıl olarak İİK'nun 257 - 268. maddeleri arasında düzenlenmiş olduğu- Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise İİK'nun 281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmış olduğu, buna göre hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği; teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunacağı, bu düzenlemede ihtiyati haciz için aranması gereken bazı koşullar tasarrufun iptali davalarına özgü olarak yumuşatılmış olduğu, örneğin İİK'nın 259. maddesine göre ihtiyati hacizlerde teminat yatırılmasının mecburi olduğu, sadece alacak bir ilama müstenit ise ya da ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenit ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir ettiği, oysaki İİK'nın 281/2 madde ve fıkrasında böyle bir koşul aranmaksızın teminat alınmadan da ihtiyati haciz kararı verilebildiği-
Tasarrufun iptali davasının reddedilmesi ile haksız olduğu anlaşılan (ihtiyati) haciz nedeniyle, davacı şirketin, dava dışı bankaya teminat mektubu karşılığı depo ettiği ve kullanamadığı paranın ihtiyati haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arası işlemiş faizlerinden oluşan zararının ve dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığı teminat mektubundan kaynaklı komisyon bedelinin maddi zarar olarak kabulü ile bu miktarların iptal davasında davacı olarak yer alan bankadan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davalılar her ne kadar kendilerini ayrı ayrı vekillerle temsil ettirmişler ise de ret sebebi ortak olan davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-