Tasarrufun iptali davalarında 'ihtiyati tedbir' talebinde bulunulsa dahi bu istemin 'ihtiyati haciz' talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekeceği; hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki talebinin ihtiyati haciz istemi olduğu kabul edilerek karar verilmesi yerinde olmuş, buna karşın davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini de ayrı bir talep olarak değerlendirerek bu talebi için de karar verilmesini istemesinde usul ve yasaya uyarlık bulunmadığı- İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan, yaklaşık ispatın varlığının yeterli olduğu hallerde verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu; diğer bir anlatımla ihtiyati haczin 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu, buna göre dava dilekçesinde yer alan bilgiler, icra takip dosyası ve halihazırdaki dosya kapsamında, davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi yerinde olmamış, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve HMK'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmekte olup, yeniden esas hakkında karar vermenin öncelikli sonucu olarak ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılması gerektiği-

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki ...